İçeriğe geç
Anasayfa » MANEVÎ CÖMERTLİĞİN BİR YANSIMASI: SELÂM

MANEVÎ CÖMERTLİĞİN BİR YANSIMASI: SELÂM

Cömertlik, eldeki imkânları meşrû ölçüler içinde, hiçbir karşılık beklemeden gönüllü olarak başkalarının yararına sunma eğilimi olarak tanımlanmaktadır.  Eldeki bu imkânlar maddi karşılığı bulunan şeylerle ifade edilebileceği gibi, gözün bir bakışı, kulağın duyması ve iki dudak arasından sözün çıkmasıyla da ifade edilebilir. Bu itibarla maddî açıdan cömertlik mal ile yapılan her türlü fiili kapsamakta, manevî açıdan cömertlik ise, Allah yolunda ve Allah sevgisi için insanlığın faydasını gözetmekle mümkün olmaktadır. 

Günlük hayat içerisinde kişinin tanıdığına ve tanımadığına selem vermesi veya verilen selâma mukabelede bulunması manevî açıdan cömertliğin bir göstergesidir. Bir duygu, bir tutum, bir erdem, bir alışkanlık, bir kişilik eğilimi ve olumsuzluklara karşı bir başa çıkma tarzı olarak ifade edilen selâm, hayatı anlamlandırma, sosyal ilişkiler kurma, benlik saygısını –özgüven- sağlama gibi önemli fonksiyonları icra etmektedir. 

Sevgi, saygı, güvenlik, şükür gibi farkındalık kökenli dinî duygular içerisinde yer alan selâm aslı itibariyle bilinçli bir davranıştır. Selâm, Kur’ân-ı Kerîm’in insanlar arasında karşılıklı ünsiyeti geliştirmek, insanların birbirlerinden haberdar olmalarını sağlamak, ilgisizliği, dışlanmışlığı, toplumda yalnızlığı bertaraf etmek için teşrî ettiği önemli kaidelerden biridir. Ayrıca Peygamber Efendimiz, manevî bir yükümlülük ve sorumluluk bilincini ortaya çıkaran selâmı Müslümanın Müslüman üzerindeki bir hakkı olarak ifade etmektedir. İnsanların sevinçlerini ve acılarını birbirleriyle paylaşmalarını sağlaması ve kişileri birbirlerinin iyiliğini düşünmeye teşvik etmesi itibariyle selâm toplumsal bağları güçlendiren ve bu bağları canlı tutan nebevî bir sünnettir.

Selâm gibi nebevî bir geleneği yaşatma gayretiyle kendini motive eden ve selâm vermede önce davranan bir Müslümana verilecek dünyevî ve uhrevî mükâfatın daha fazla olacağı da Peygamber Efendimiz tarafından bildirilmektedir. Manevî anlamda cömertliğin bir yansıması olarak önce selâm verme gibi olumlu sosyal güdülenmeyi sağlayan ilahî teşvik ve yönlendirmeler Müslümanlar için hem dünyevî hem de uhrevî anlamda bir hediye niteliği taşımaktadır.

İyiliğe iyilikle mukabelede bulunmak gibi ahlakî erdemleri içermesi, Müslümanların kalplerini birbirine kaynaştırması, aralarında sevgi ve dostluk ilişkilerinin doğmasına vesile olması, kibir, haset, cimrilik gibi olumsuz anlam ifade eden tutum ve davranışlardan imtina ederek birbirleri üzerine tevazuuyla şefkat kanatlarını örtmeleri sağlaması ve Müslümanları ortak bir amaç uğrunda bir araya getirmesi bakımından selâm Peygamber Efendimiz (s.a.v) tarafından en hayırlı iş olarak zikredilmiştir.

Ayrıca Peygamber Efendimiz’in (s.a.v) selâm gibi çok önemli bir sünnetini önemsemeyerek selâm verme hususunda ve verilen selâma mukabelede bulunma hususunda isteksiz bir tutum sergileyenler maddî ve manevî açıdan cömertliğin zıddı olan cimrilik gibi olumsuz tutum ve davranışlarla ilişkilendirilmektedir. Nitekim Rasûlullah (s.a.v) Efendimiz,  “İnsanların en âcizi duada aciz olandır. İnsanların en cimrisi de selâm vermekte cimrilik gösterendir.” diye buyurmaktadır.

Sonuç olarak manevî cömertliğin bir tezahürü olan selâm, insana dair ilk sözdür. İnsanoğlunun dünyaya doğru olan yürüyüşünün hem ilk hem de son adımı selâmdır. Bu itibarla selâm varlığın başlangıç ve bitiş noktasıdır.

Selâm ve dua ile…