İçeriğe geç
Anasayfa » Kurtuluş Gemisi

Kurtuluş Gemisi

Hazreti Nuh aleyhisselam devrinde yaşayan biri için kurtuluş Gemi’ye binmekteydi, başka kurtuluş yoktu.

Bu devirde kurtuluş ise Muhammed Mustafa’nın (Salat ve selam olsun ona) gemisine binmektedir. Bu gemi tevhid, tenzih, sahih itikad, beş vakit namazı dosdoğru kılmak, zekatı dosdoğru vermek, ihlas, istikamet, güzel ve iyi ahlak, ittihad, cihad fi sebilillah, İmama biat ve itaat, Kitabullah, Şeriat-ı garra, Sünnet-i seniyye, mârufu emr münkerden nehy, adalet ve insaf, emanetleri ehline vermek, nefsiyle büyük cihad etmek gemisidir.

Bir ikinci kurtuluş gemisi, başka hablullah yoktur.

İslam’dan başka İbrahimî hak din yoktur.

Allah katında makbul, geçerli, hak din İslam’dır. İslam’ın hak din olmakta ortağı yoktur.

Müslümanların âlimlerinin, fâzıllarının, fakihlerinin, ziyalılarının, imkânlılarının; bu temel gerçeği, bu kurtuluş gemisini; her sınıf halka ve bilhassa gençliğe, akıl ve kültürlerinin derecesine göre anlatıp davet etmeleri gerekir.

Bu davet kaba saba huşûnetle kırıcı bir şekilde cahil ve bedevî üslubuyla yapılamaz.

Davetçiler, tebliğciler, irşad ediciler şefkatli tabibler:doktorlar gibi olmalıdır.

Bin parçaya ayrılmış İslamî kesim bu davet, tebliğ hizmetini gereği gibi yapamıyor.

İrtidat edenlerin (dinden dönen ve çıkanların), sapıtanların vebali bilenler üzerinedir.

Bilenlerin birinci vazifesi iman ve Kur’an hizmetleri yapmaktır.

Bu hizmetler ancak İslam ve Kur’an sınırları içinde, hak ölçülere uyarak yapılabilir.

Allah Teâlâ Hazretleri, Musa aleyhisselama “Firavuna git ve yumuşak konuş” buyurmuştu. Halbuki Firavun azmıştı.

Gönül kırıcı davet gerçek davet değildir.

İslam gönül kırma dini değil, gönül yapma dinidir.

Züccaciye dükkânına giren fil veya öküz gibi dâvet yapılmaz.

En büyük ve değerli fütuhat gönüllerin fethidir.

Bir insana yapılabilecek en büyük hizmet, onun imanlı olmasına, iman etmesine sebep ve vesile olmaktır.

Nimetlerin en büyüğü imandır.

Gıybetçi, yalancı, müfteri, ağzı bozuk, lisan afetleriyle mâlül, karpuz gibi dışı yeşil, içi kızıl ikiyüzlü adamlar asla İslam dâisi ve mübelliği (davetçisi ve tebliğ edicisi) olamaz.

Meşreb holiganları, militanları, fanatikleri de davetçi olamaz.

Kur’an’a, Sünnete, icmâya, hikmete aykırı davet yoktur.

İmana, İslam’a, Kur’an’a, Sünnete, hidayete yapılan davetler ihlasla yapılmalı, hizmetin içine maddî menfaat ve şahsî ihtiras karıştırılmamalıdır.

Bedevî, bid’atçi, kırıcı, haşin insanlar davet ve irşad ehli değildir.

Nefsiyle büyük cihad yapmamış olanların davet ve irşadı yüzeyde kalır, ruhlara inmez.

İmam-Hatip mekteplerinde namaz kılma nispeti yüzde 13’müş… Normal liselerde yüzde bir… Eğitim sistemindeki sözde din dersleri bir aldatmacadan ibaret… Gençlik elden gidiyor… Neredesiniz ey pabucu büyükler?

Beş vakit namaz kılmayan irşad edilmemiş din mektebi öğrencilerine, elmas veya pırlanta dindar gençler mi diyeceğimi sanıyorsunuz?

Gerçek din, iman, Kur’an, Sünnet, ahlak, fazilet, iffet, ihlas, mürüvvet hizmetleri yapanlara en samimî teşekkürlerimi sunuyor ve ellerinden öpüyorum… Yapmayanlara, hizmetleri mıncıklayanlara teessüflerimi bildiriyorum.

Davetsiz, nasihatsız, irşadsız kalan bir kısım halkımız ve gençliğimiz için ağlıyorum.