İçeriğe geç
Anasayfa » DİNİMİZİ ANLAMA VE YAŞAMADA RASÛLULLAH’A İTTİBA

DİNİMİZİ ANLAMA VE YAŞAMADA RASÛLULLAH’A İTTİBA

Rasûlullah (s.a.v) Efendimiz’i, dinimizi anlama ve yaşama hususunda hayatımızdan çıkarmanın nelere mâl olacağını bizzat Allah zü’l-Celâl, Kur’ân-ı Kerîm’de bizlere haber vermektedir. Şöyle ki:

  1. Cenâb-ı zü’l-Celâl, Rasûlullah (s.a.v) Efendimiz’e itaatsizliği kendisine yapılan bir itaatsizlik olarak kabul etmektedir:

“Kim Allah Rasûlü’ne itaat ederse kesinlikle Allah’a itaat etmiştir. Kim de yüz çevirirse… (Unutmasın ki) Biz Seni onların başına (amellerini gözetleyen) bir bekçi olarak göndermedik!”[1]

“De ki: “Allah’a ve Rasûlüne itaat edin”, Şayet yüz çevirirlerse kesinlikle Allah, kâfirleri sevmez.”[2]

“Allah’a ve Rasûlüne itaat edin ve (Ona karşı gelmekten) sakının. Eğer yüz çevirirseniz bilin ki Peygamberimizin üstüne düşen, yalnız apaçık tebliğdir.”[3]

“Ey îman edenler, Allah’a ve Rasûlüne itaat edin.”[4]

“Allah’a ve Rasûlüne itaat edin ve birbirinizle çekişmeyin. Sonra gevşersiniz ve gücünüz kaybolur. Sabırlı olun. Çünkü Allah, sabredenlerle beraberdir.”[5]

“Allaha itaat edin. Rasûle itaat edin. Eğer yüz çevirirseniz Peygamberimizin üstüne düşen (vazîfe) ancak apaçık bir tebliğdir.”[6]

  1. Rasûlullah (s.a.v) Efendimiz’in emirlerine itaatsizlik, şiddetli ve eşi görülmemiş bir azaba müstahak olma sebebidir:

“Rablerinin ve Onun Rasûlünün emrinden uzaklaşıp azmış olan nice toplumlar vardır ki biz onları şiddetli bir hesaba çekmiş, onları eşi görülmemiş bir azaba dûçâr etmişizdir.”[7]

  1. Allah’a ve Rasûlüne itaat etmek, merhamet edilme vesilesidir:

“Allah’a ve Rasûlüne itaat edin ki size merhamet edilsin.”[8]

“Namazı dosdoğru kılın, zekâtı verin ve Rasûlullah’a itaat edin ki size rahmet edilsin.”[9]

  1. Rasûlullah’a itaat, hidayete erme ve doğruyu bulma sebebidir.

“De ki: “Allah’a itaat edin, Rasûlüne de itaat edin.” Şayet yüz çevirirseniz Rasûlullah’ın uhdesine düşen ancak Ona yüklenilen (tebliğ vazifesi)dir. Sizin üstünüze düşen (vazife) de size yüklenen (itaat)dir. Eğer ona itaat ederseniz doğru yolu bulursunuz. Allah Rasûlü’ne ait olan (vazife) apaçık tebliğden başkası değildir.”[10]

  1. Rasûlullah (s.a.v) Efendimiz’e ittibâ etmek, Onun yolundan gitmek Allah sevgisinin kalbimizde yerleşmesinin ön şartıdır. Aynı zamanda Rasûlullah’a tâbi olmak Allah zü’l-Celâl Hazretleri’nin sevgisini de kazanma vesilesidir:

“De ki: “Eğer Allah’ı seviyorsanız hiç tereddüt etmeden bana uyun ki Allah da sizleri sevsin ve suçlarınızı/günahlarınızı bağışlasın. Allah ğafûrdur, rahîmdir””[11]

  1. Sünnet-i seniyyeye bağlılık, işlenen kusur ve günahların bağışlanmasına da vesile olur. Yukarıdaki âyet-i kerîme bunu açık ve net şekilde ifade etmektedir.
  2. Allah Rasûlü’nü aramızda çıkan meselelerde hakem tayin etmediğimiz sürece imanımız kemâle eremeyeceği gibi, yok olma tehlikesiyle de karşı karşıyadır:

“Hayır, hayır! Rabbine andolsun ki onlar anlaşmazlığa düştükleri meselelerde Seni hakem tayin edip sonra da verdiğin hükme -yürekleri hiç bir sıkıntı duymadan tam bir teslimiyetle- teslim olmadıkça iman etmiş olmazlar.”[12]

“… Şayet gerçekten mü’min iseniz Allah’a ve Rasûlüne itaat edin”[13]

  1. Rasûlullah (s.a.v) Efendimiz’e saygısızlık dünyada yapılan amellerin boşa gitmesine sebep olur:

“Ey iman edenler! Seslerinizi Allah Rasûlü’nün sesinden daha fazla yükseltmeyin. Ona birbirinize bağırdığınız gibi bağırmayın, aksi takdirde amelleriniz boşa gidiverir de siz farkına bile varmazsınız.”[14]

“Ey iman edenler! Allah’a itaat edin, Rasûle itaat edin ve amellerinizi boşa çıkarmayın.”[15]

  1. Bütün peygamberlerin, insanları Allah’a kulluğa davet ederken söyledikleri müşterek sözlerden biri de kendilerine itaat edilmesidir:

“Allah’a karşı gelmekten sakının ve bana itaat edin!”[16]

[1] Nisâ, 4/80.

[2] Âl-i İmrân, 3/32.

[3] Mâide, 5/92.

[4] Enfâl, 8/20.

[5] Enfâl, 8/46.

[6] Teğâbün, 64/12.

[7] Talak, 65/8.

[8]  Âl-i İmrân, 3/132.

[9]  Nûr, 24/56.

[10] Nûr, 24/54.

[11] Âl-i İmrân, 3/31.

[12] Nisâ, 4/65.

[13] Enfâl, 8/1.

[14] Hucurât, 49/2.

[15] Muhammed, 47/33.

[16] Şuarâ Sûresi 26/108, 110, 126, 131, 144, 150, 163, 179; Tâhâ Sûresi 20/90; Zuhruf Sûresi 43/63; Nûh Sûresi 71/3.