İçeriğe geç
Anasayfa » Azim ve Gayret Numûnesi Bir Âlim: HÂFIZ MEHMED GÂLİB EFENDİ (v. 1286/1870)

Azim ve Gayret Numûnesi Bir Âlim: HÂFIZ MEHMED GÂLİB EFENDİ (v. 1286/1870)

Hâfız Mehmed Gâlib Efendi, İstanbulludur. Hayatı hakkında fazla bir bilgiye ulaşamadık. Eriştiğimiz kaynakta Hâfız Gâlib Efendi’nin son derece güçlü bir hafızaya sahip, azimli ve gayretli bir âlim olduğu zikredilir. Onun azim ve gayretiyle ilgili olarak şöyle bir rivâyet aktarılır:

Gâlib Efendi medrese talebesiydi. Osmanlıda medrese talebelerinin âdeti Ramazan ayında vaaz vermek ve teravih kıldırmak üzere değişik beldelere gitmekti. Gâlib Efendi de bu görevini yapmak üzere bir beldeye gider. Ramazan girmeden önce güzel vaaz ve sohbetlerde bulunur. İnsanlar ondan çok memnun kalırlar. Ona hafız olup olmadığını sorunca “hayır” der. Bunun üzerine “Çok güzel vaaz veriyorsun, ancak Ramazan’da bizim âdetimiz teravihi hatimle kılmaktır.” derler. Gâlib Efendi bir süre düşündükten sonra “Bu iş kolay” der. Cemaat onun hafızlık yaptığını düşünür ve Ramazan’da kalmasını kabul ederler. Oysa o, bunu hafızlık için büyük bir fırsat olarak görür. Her gün Kur’ân-ı Kerîm’den bir cüz ezberleyerek hatimle teravih kıldırmaya başlar ve hiç takılmadan ezbere her akşam bir cüz okur. Bayramda beldenin ileri gelenlerine şöyle der:

“Sadece bayramımı tebrik etmeniz yetmez. Ayrıca bir de hafızlık cemiyeti tertip etmeniz gerekir. Çünkü ben, Kur’ân-ı Kerîm’i sizin yanınızda ezberledim. Meşhur hâfızların beni dinlemesini istiyorum.” Bunun üzerine büyük bir hafızlık cemiyeti tertip edilir, hafızlığı kutlanır ve tebrik edilir.

Daha sonra Eyüplü Abdullah Efendi (ö. 1252/1837)’den kıraat okur ve meşhur kurrâ arasına girer. Giritli Süleyman Efendi ve Şeyhülislâm Ârif Hikmet Efendi’den icâzet alır. Sonra müderris olarak talebe yetiştirmeye başlar. En önemli talebeleri Hâfız Ahmed Şâkir Efendi (ö. 1315/1898), Gümülcineli Ahmed Âsım Efendi (ö. 1911) ve Tikveşli Yusuf Efendi (ö. 1339/1920) gibi âlimlerdir.

1286 yılında (1870) Hac yolunda Cidde’de vefat eder.

ALMAMIZ GEREKEN DERSLER

Hâfız Mehmet Gâlib Efendinin hayatında hepimiz için çok önemli dersler bulunmaktadır:

Birincisi; fırsatları değerlendirip mânevi bir kazanca çevirmek.

İkincisi; yapacağımız işleri, ne kadar büyük olursa olsun, önce zihnimizde yenmek. Yapacağımız bir iş gözümüzde çok büyük gözükürse zaten moral olarak bu bizi çökertir ve sonunda hüsran ve pişmanlık biçmemize yol açar.

Üçüncüsü; Allah için ihlas ve samimiyetle atılan hiçbir adım boşa çıkmaz. Bu yolda bazı zorluklar olsa da mutlaka sonunda başarı ve muvaffakiyet nasip olur.

Son olarak ise bir şeye karar verdikten sonra, o yolda gayret gösterip Allah’a tevekkül edilmelidir. Aynen şu âyet-i kerîmede buyurulduğu gibi:

“Bir şeye karar verdiğinde Allah’a tevekkül et.”1

Gayret bizden muvaffakiyet Allah’tandır.

(Kaynak: Muhammed Zâhid b. el-Hasan el-Kevserî, et-Tahrîru’l-vecîz fîmâ yebtegîhi’l-müstecîz, nşr. Abdülfettâh Ebû Gudde, s. 42-44.)

1 Âl-i İmrân, 3/159.