BEN MÜSLÜMANIM DİYEBİLMEK
“(İnsanları) Allah’a da’vet eden ve (kendisi de) sâlih amel işleyen ve ‘Ben şüphesiz müslümanlardanım.’ diyen kimseden daha güzel sözlü kimdir?” (Fussilet, 41/33)
“(İnsanları) Allah’a da’vet eden ve (kendisi de) sâlih amel işleyen ve ‘Ben şüphesiz müslümanlardanım.’ diyen kimseden daha güzel sözlü kimdir?” (Fussilet, 41/33)
Gerçek bir mü’min, her şeyden evvel güçlü bir imana sahiptir. Allah ve Rasûlü’nün gösterdiği yoldan gider. Sadece “inandım” demekle kalmaz. Hem Allah’a hem de O’nun yarattıklarına karşı vazifesini tam yapmak ister. İçinde bulunduğu çevreye bilhassa manevî sahada faydalı olmak ister, okumanın zevkini aşılar, iyinin, hakkın müdafaasını yapar. Kötünün, haksızlığın ne olduğunu anlatır. Kitaba, bilgiye değer verilmesi için telkinlerde bulunur.
İlk insan ve ilk peygamber Âdem (a.s) ile başlayan İslam (tevhid) dini nübüvvet silsilesinin son halkasını oluşturan âhir zaman peygamberi Hz. Muhammed Mustafa (s.a.v) ile kemal noktasına ulaşmıştır. Bu din bütün rasûl ve nebîlerin dinidir. Bu hususu Kur’an-ı Kerim çok açık ve kesin bir şekilde ifade etmektedir. Kur’an-ı Kerim’de Nuh (a.s)’ın dilinden şöyle buyruluyor:
“(Ben) Müslümanlardan olmakla emrolundum.”[1]
Daha fazlasını oku »İSLAM DÜNYA VE AHİRET SAADETİNİ TESİS EDEN BİR HAYAT NİZAMIDIR
Müslümanca yaşamanın nasıl bir şey olduğundan ziyade Müslümanca bir hayat yaşayabilmek için hangi yolun izlenmesi, nelerin yapılması ve hangi adımların atılması gerektiği üzerinde durulması daha doğru bir tercih olacaktır. Çünkü insanı istediği hedefe, yolun isabetliliği ve doğruluğu ulaştırır. Yol doğru belirlenirse ulaşılacak menzil de hedeflenen menzil olacaktır. Ulaşılacak menzil ne kadar iyi tanımlanırsa tanımlansın eğer girilen yol ters istikametteyse hedeflenen menzile ulaşılması mümkün olmayacaktır. Bu gerekçeyle bu yazımızda biz, “Müslümanca Yaşama”nın tanımı ve unsurlarını değil, o yaşam tarzına bizleri ulaştıracak adımları, ilke ve unsurları gözden geçireceğiz.
Şahsiyet, kimlik demektir. Müslümanın kimliği, İslâm’dır. Müslüman şahsiyet, kimliği İslâm olan ve İslâm’ın kendisinde göründüğü müslüman olandır. Müslüman şahıs, kalp ve kalıp, anlayış ve davranış birlikteliğine kavuşmuş kişidir.
Peygamberimiz (s.a.v) buyuruyor ki:
“Sizden birinizin arzusu, benim getirdiğime -Kur’ana- uygun olmadıkça, gerçek mü’min olamaz”.[1]
Daha fazlasını oku »Hadis-i Şerifler Işığında HAKİKİ MÜ’MİNİN ÖZELLİKLERİ
Kısaca İslâm dinini tanıtıp insanlığa sunmak ve müslümanları dinî vazifelerini yerine getirmeye çağırmak anlamına gelen “da’vet” ile müslümanın söz ve yaşantısıyla doğru yolu göstermesi” demek olan “irşad”, başta ulema olmak üzere her Müslüman için önemli olan dini bir görevdir.
İnsanoğlu bir dilim ekmek mücadelesi yapardı. Bu böyle bilinegeldi. Köyden şehre göç ederken, iş talebi ile kıdemlilerin kapılarını aşındırırken kullanılan slogan ‘bir dilim ekmek’ sloganı idi. Bir dilim ekmek uğruna insanlar diyar diyar dolaşıyorlardı.
İslam, insanın fizyolojik yapısına, psikolojik… Daha fazlasını oku »HARAM OLDUĞUNU UNUTTUĞUMUZ DAVRANIŞLAR
Muhabbetin meydana gelmesine tesir eden asıl sebep, varlıklar arasındaki müşterek vasıflardır. Bu müşterek vasıflar varlıklar arasında fiziken ve ruhen ne kadar fazla ve kuvvetli ise, muhabbet de o oranda fazla ve kuvvetli; eksildikçe de o nispette zayıf ve az olur.