Allah Zülcelâl ve’l-Kemâl Teâlâ ve Tekaddes Hazretlerine celâl zâtına, kemal sıfatlarına layık hamd ü senâlar ve şükürler olsun. Bizlere sağlık, sıhhat ve afiyet bahşeden Rabbimiz, her birimize mahşerde Rasûlullah’ın sancağı altında, arş-ı a‘lânın gölgesinde bir araya toplanmayı, cennet âleminde de Rasûlullah’ın komşuluğunda bir araya gelip Cemâl-i İlâhiyesini müşahede etmeyi nasip ve müyesser buyursun.
Kategori: 2017/3 – 47
Giriş Medeniyetlerin oluşumunda temel olarak kabul edilen bilimsel, teknolojik gelişmeler ve ilerlemeler insanlığın ortak malı olarak görülmektedir. Sadece insanoğlunun ürünü olan bilim ve teknoloji değil aynı zamanda bu iki değerin sahibi ve kaynağı olarak varlık âleminin temel argümanı olan şahıs/kişi de bilim adamı sıfatıyla ortak bir paydayı ifade etmekte ve ancak bu şekilde evrenselleşmektedir.
İslam’da deliller, bilginin kaynağı bakımından naklî delil ve aklî delil şeklinde ikiye ayrılır. Naklî delil, oluşumunda müçtehidin katkısı olmayan (rey ve akıl bulunmayan), bütün öncülleri nakle dayanan delildir. Bir diğer ifadeyle Vahiy (Kitap ve Sünnet)’dir. Aklî delil ise naklî delil ile bağlantılı olmakla birlikte, aklî muhakeme ve beşerî yorumun ağırlıkta olduğu, bütün öncülleri akla […]
İslamî bilgiler ihtiva eden hemen her kitapta yer alan hadis, haber ve rivayetler asırlar boyu inceleme konusu olmuş, her bir rivayet hem sened hem metin açısından ele alınıp değerlendirilmiştir. Bir hadis metninin, metin açısından incelenmeye değer kabul edilmesi ve bir kıymet ifade etmesi için isnadındaki râvîlerin sika, adalet ve zabt sıfatlarına sahip olması gerektiği kabul […]
Haberin Kısımları Sünnet, sonraki nesillere rivâyet yoluyla ulaştığı için genel olarak haber başlığı altında incelenir. Haber, ilk üç nesilde –sahâbe, tâbiun ve tebe-i tâbiîn- rivâyeti edilmesinin keyfiyetine göre mütevatir, meşhur ve haber-i vâhid olmak üzere üç kısma ayrılır.[1] Hanefîlere ait bu üçlü taksimat aynı zamanda haberlerin hem amel hem de itikat açısından bilgi değerini ifade […]
Ashâb-ı Kirâm’ın herhangi bir meselede Allah’ın Kitabı Kur’ân’a ve Rasûlullah’ın sünnetine bakma âdeti, sadece kendi dönemlerinde kalmamış; Onlar, İslam dünyasının dört bir yanında yetiştirdikleri tâbiûn nesline de bunu aktarmışlardır. Kur’ân ve sünnet çerçevesinde hâdiseleri ele alma, zamanla vücut bulan ilim dallarının da menheci olmuştur. Tefsirden, fıkha, tasavvuftan kelâma kadar İslâmî ilimler hep Kur’ân ve […]
Müslüman, teslim olan demektir. Allah Teâlâ’nın indirdiği Kur’ân-ı Kerîm’ini hayat programı yaparak, gönderdiği Hz. Peygamber’in (s.a.v) sözlerini, fiillerini ve tasviplerini oluşturan hadîs-i şerîfleri hayatının mihveri yaparak teslimiyetini ispata gayret eden kimsedir. Müslüman, imanına göre davranan kişidir. İman, tasdik demek; mü’min de Kur’ân-ı Kerîm’deki ve hadîs-i şerîflerdeki gerçekleri tasdik eden kimsedir. Kâmil mü’min ise tasdikine göre […]
Mülâkat: Ahmet Er – Ahmet Çinar Bir Müslümanın akaidinde, ibadetinde ve ahlâkî gelişiminde hadîs-i şerîflerin yeri nedir? Bu itibarla hadîs-i şerîf okumanın önemi nedir? Müslüman olarak Allah’a kul olmakla görevliyiz. Kulluğumuzun ölçüsü, Allah’ın Kitabı Kur’ân-ı Kerîm’dir. Kur’ân-ı Kerîm’in en müstesna açıklaması, en güzel yorumu ve en seçkin uygulaması Sevgili Peygamberimiz sallâllahu aleyhi vesellem’in Sünnet-i […]
Ahkâm Hadisleri Bilindiği gibi imandan ahlâka, ibadetten ukûbata hadis külliyatında pek çok hadîs-i şerîf bulunmaktadır. Bazı müellifler bunlardan sadece ahkâmla ilgili olanlarını bir araya getirerek kıymetli eserler bırakmışlardır. İbnü’l-Harrât’ın (v.581 h.) el-Ahkâmü’ş-Şer‘iyyetü’l-Kübrâ’sı, Abdü’l-Ğanî el-Makdisî’nin (v.600 h.) el-Ahkâm’ı, Mecd b. Teymiye’nin el-Müntekâ mine’l-Ahbâr fi’l-Ahkâm’ı, İbnü Dakîki’l-Îd’in el-İlmâm bi-Ehâdîsi’l-Ahkâm’ı, İbnü Hacer’in (v. 852 h.) Bülûğu’l-Merâm min Edilleti’l-Ahkâm’ı […]
Sekizinci hicri asrın fıkıh âlimi ve biyografi yazarı Tâceddin Sübkî, Şâfiî âlimi ve müctehidlerinden olan babası Takıyyüddin Sübkî’nin terceme-i halinde şu hadiseyi nakleder: “Babam, Şam’daki Eşrefiyye Dâru’l-Hadisi’nde kalıyorken, Dâru’l-hadis’in ders salonu olan mescide teheccüd namazı kılmak için çıkar, yüzünü gözünü, muhaddisîn kürsüsüne serili örtüye sürerdi. Bu örtü, müesseseyi vakfeden Melik Eşref’ten kalmadır. Üstünde ismi yazılıdır. […]