Hamdü senalar Allahü Teâlâ ve Tekaddes Hazretlerine mahsustur. Selatü selamlarımız da tevhid inancını insanlık âlemine tebliğ etmek için gönderilmiş olan Resulü Ekrem Efendimiz (s.a.v) in üzerine ve tevhid inancını şarkla garp arasındaki insanlığa ulaştırmak için yola çıkmış olan ashabı üzerine ve onlara tabi olup tevhid akidesini ulaştırmak için çalışan tabiinlere ve tebei tabiinlerin üzerine olsun.
Kategori: 2011/1 – 21
Hayâ lügatte, çekinip utanmak demektir. Çekinip utanma demek olan hayâ, sofiye ıstılahı olarak Allah (c.c ) korkusu ile isyanlardan, günahlardan, haram şeylerden çekinmek yerinde kullanılır. Hz. Peygamber (s.a.v) “el-Hayâ-u mine’l iman” yani “Utanmak imandandır.” Hadis-i Şerifiyle hayânın imandan geldiğini bildirmiştir.
Sözlükte “utanma, çekinme” vb. anlamlarına gelen hayâ, kınanma endişesiyle kurallara aykırı davranmaktan kaçınma ve bunu sağlayan duygu demektir.
Buhari’nin sahihinde Kitabü’l-Edep 5727 no.’lu hadisinde Ebu Said el-Hudri, sevgili peygamberimizi tarif ederken: “Peygamber (s.a.v) bekâr bir kızdan daha utangaçtı.”diyor
Lûgatte hayâ; utanmak, namus, edep, sıkılma, bir sözü söylemekten yahut bir işi yapmaktan çekinmek gibi manalara gelir. Istılahta Hayâ, Allah korkusu sebebiyle açık ve gizli günahlardan sakınmak, ahlâk kurallarına bağlı olmak demektir.[1]
İmanın şartları olarak zikredilen ve çocuklara öğretilen kavramlar elbette imanın gerçekleşmesinin şartlarıdır. Allah’a, meleklerine, peygamberlerine, kitaplarına, ahiret gününe ve kadere iman etmek mü’min olmanın şartıdır. Asırlardan beri, mü’min olmanın şartı olarak, bunlara iman etmenin gereği öğretilmiştir. Bunlara iman edene kız verilmiş, bunlara iman eden mü’min olarak mü’minlerin mezarlığına gömülmüştür. “İmanın şartları” bunlardır, bunlar üzerinde yoğunluk […]
Hayâ: “utanmak” manasına gelir ki; “İnsanın ayıplanacağından ve kötüleneceğinden korktuğu bir şeyden dolayı kendisinde hâsıl olan bir başkalaşma halidir hayâ.”
Bizi İman ve İslam gibi büyük bir nimete eriştiren, gönüllerimizi onunla zînetlendiren, edep ve hayâ gibi güzel ahlakın eşsiz örneği biricik Habîbi Âleyhissalâtü vesselam Efendimiz’i bize gönderen Yüce Rabbimize hamd eder, hayânın en güzeline ulaştırmasını niyaz ederiz.
“(Rasûlüm) Sana vahyedilen Kitabı oku ve namazı kıl. Muhakkak ki namaz, hayâsızlıktan ve kötülükten alıkoyar. Allah’ı zikretmek elbette en büyük ibadettir. Allah yaptıklarınızı bilir.”[1]
Ebu Said el-Hudrî’den rivayet edildiğine göre; Peygamberimiz (s.a.v) şöyle buyurmuştur: “Mehdi, bendendir. (Benim neslimdendir) Açık alınlı ve küçük burunludur. Adaletsizlik ve zulümle dolu olan dünyayı insaf ve adaletle dolduracak ve yedi yıl hüküm sürecektir”.[1]