MANEVÎ BAHAR MEVSİMLERİ ve ŞÜKÜR VAZİFEMİZ

Mü’min kardeşlerimize kısa da olsa bazı tavsiyelerde bulunarak, öğrendiklerimizin karşılığındaki şükür görevimizi yerine getirmeyi kendimize bir vazife kabul etmekteyiz. İnşallah bu niyetimizi gerçekleştirme imkânına sahip oluruz. Allah Zülcelâl Hazretleri “Şükrederseniz artırırım, nankörlük ederseniz (biliniz ki) azabım çok şiddetli olur.”[1] buyurmuştur. Bizler bilmeliyiz ki; her nimetin şükrü kendi cinsindendir. İlmin şükrünün de kendi cinsinden olması gerekir. […]

MUHTASAR KURBAN İLMİHALİ*

Hazırlayan: Hüseyin Altıntaş** Kurban, Allah Teâlâ’ya yaklaşmak maksadıyla Müslümanların gerektiğinde sahip oldukları her şeyi feda edebileceklerini ifade eden, Allah rızası için ibadet kastıyla kesilen hayvan manasına gelir. İlk insan ve ilk peygamber Hz. Âdem Efendimiz ve çocukları Habil ile Kabil’den itibaren kıyamete kadar devam edecek olan bu takarrub vesilelerinin şekilleri asırlara ve kavimlere göre değişmiş […]

HUZURU KANAATTE BULMAK (Mülakat)

Mülâkat: Üsame Derviş Müezzin Tercüme: Ahmet Eşer Muhterem Hocam, kanaat mevcuda razı olmak şeklinde tanımlanıyor ve biliyoruz ki rızık Allah Teâlâ’nın takdirindeki bir konudur. Kanaatin bahsettiğimiz tarifi ve bu hakikat; bazı kişilerde şahit olduğumuz üzere insanı gevşekliğe, aylaklığa ve tembelliğe sürükleyebilir mi? Kanaatin tarifi nedir? Elhamdülilahi rabbi’l-âlemîn Ve’s-salâtü ve’s-selâmü alâ rasûlinâ Muhammedin ve alâ âlihi […]

RIZÂ KAPISININ ANAHTARI: KANÂAT

İnsan nefsi, düşüklükte de yücelikte de zirvelere namzeddir. Bu, onun çift yönlü olmasını gerektirmiştir. Nitekim Kur’ân-ı Kerîm’de nefs için zikredilen sıfatlara bakıldığında bu durum açıkça anlaşılır.[1] Buna göre nefsin, onu “aşağıların en aşağısına” götüren sıfatları olduğu gibi “yücelerin en yücesine” vardıran hasletleri de vardır. Nefste bilkuvve bulunan bu sıfatlar umûmiyeti îtibâriyle “nefsin ahlâkı”nı oluşturur. Bu […]

KANAAT BAKKALİYESİ

KANAAT BAKKALİYESİ I. Açgözlülükten sakın; çünkü açgözlülük peşin bir fakirliktir. Hadis-i Şerif Dünya bütün insanlığın ihtiyaçlarını karşılayabilir; ama açgözlülüğünü (oburluğunu) asla. Gandhi Herkes, farkında olmadan, çocukluk yıllarından beri yaşadığı olayları, tükettiği mekânları ve tanıdığı insanları “beyin çatı katı[1]”nda biriktirir. Yıllar sonra yaşadığımız bazı olaylar bu biriktirdiklerimizden bazılarını gün ışığına çıkarır. Gün ışığına çıkan bazen bir […]

ÂDİL VE SÜRDÜRÜLEBİLİR İKTİSADÎ BÜYÜMENİN ANAHTARI: ‘KANAAT’

Hayatta kalma, varlığını sürdürme mücadelesinde belli ölçüde gerekli olduğu için insanın fıtratına yerleştirilmiş, ancak insanın ahlak esaslarıyla kontrol altında tutması, yönetmesi gereken unsuru ‘hırs’tır. Kontrolsüz hırs, tamahkârlığa dönüşür. İşte insanın içindeki hırsa mağlub olmaması için ‘kanaat’ kavramıyla tanımlanabilecek felâh kapısı da önümüze konmuştur. Kanaat terim olarak “kişinin azla yetinip elindekine razı olması, kendisinin ve sorumluluğu […]

TEMBELLİK VE ŞÜKRANLIK KISKACINDA “KANAAT”

“Verilene razı olmak”, “elde olanla yetinmek” anlamları ile bildiğimiz kanaat kavramı, darlıkta da bollukta da şükür merkezli hareket etmeyi, Allah’tan gelene tevekkül anlayışı içerisinde teslimiyet sergilemeyi iktiza eden bir hali imlemektedir. Kanaat, Allah’a karşı güven merkezli bir bağlılık içerisinde kişinin yeryüzünde kendisini O’ndan başkasına muhtaç hissetmeksizin havf ve reca arasında nefes aldığı bir hali ifade […]

HARİS OLAN MAHRUM KALIR

Hırs sözlük anlamı itibariyle yarmak, yırtmak gibi anlamları ihtiva eder. Hırs kelimesi tamahkârlık, isteklerde aşırıya gitme gibi anlamları da barındırır. Örneğin; Arapça tabirle “Otlak hars olunmuş.” sözünden “Otlatılacak hiçbir şey kalmadı.” anlamı kastedilmiştir.[1] Hırs kelimesi günlük kullanımda ise; istek ve arzularda aşırıya gitme, bir şeylere aşırı tutunma, yetin(e)meme gibi durumları ifade ederken daha çok mala […]

BİR TOPLUMU DEĞİŞTİREN KAVRAM: KANAAT

İnsan yaratılış gereği birçok şeye ihtiyaç duyar. Yaşamak, barınmak, yemek ve içmek gibi temel ihtiyaçları vardır. İnsanın yaşamını idame ettirebilmesi için her şeyden önce bağımsız bir şekilde bu ihtiyaçlarını meşru dairede ve dengeli bir şekilde karşılayabilmelidir. Günümüz eğitim sistemi, medya, mahalle baskısı dediğimiz unsurlar, insan ihtiyaçlarının sınırsız, buna karşılık kaynakların kıt ve sınırlı olduğunu kabul […]

KANAAT EHLİ NASIL OLUNUR?

Kişinin azla yetinip elindekine razı olması, kendisinin ve sorumluluğu altında bulunanların ihtiyaçlarını asgari ölçüde karşılayabileceği maddî imkânlarla iktifa edip başkalarının elindeki şeylere göz dikmemesi, aşırı kazanma hırsından kurtulması şeklinde tarif edilen kanaat, mal ve dünya tutkusunun kalpten silinmesiyle kazanılan ahlâkî bir erdemdir. Bu da hırs, tamah, hazlara düşkünlük ve tûl-i emel gibi kötü arzuların insanın […]