Allah Teâlâ ve Tekaddes Hazretlerine sonsuz şükürler olsun ki bizler gibi hayatını rızası dışında geçirenlere dahi müjde vererek, tevbelerimizi kabul etmeyi vaad buyurmuştur. Daha yaratılışın başında, isyanlar karşısında tevbe edilmesi halinde tevbeleri kabul edeceğini vaad etmiştir.
Kategori: 2012/4 – 28
Tevbenin dinimizde çok büyük bir husûsiyeti vardır. Basit bir mesele değildir tevbe. Ama bizler tevbe deyince, maalesef bugün basit bir şey zannediyoruz. Hâlbuki tevbe Rabbimizin muhabbetine nâil olmak, ümmetin hayırlıları arasında yer alabilmektir.
Rasûl-i Ekrem Efendimiz (s.a.v) buyuruyor ki: “Her kim gargaradan (can boğaza gelip hırıltı etmeye başlamadan) önce Allah’a tevbe ederse Allah (c.c) ondan (o tövbeyi) kabul buyurur”.
Enes b. Mâlik (r.a) demiştir ki: Rasulullah (s.a.s)’ın şöyle buyurduğunu işittim: “Allah Teâlâ buyurdu ki: Ey Âdemoğlu! Şüphesiz sen bana dua (ibadet) ettiğin ve bana ricada (ümitle yalvarmada) bulunduğun sürece, senin günahlarını bağışlarım ve senden sâdır olan günahların çokluğuna değer vermem. Ey Âdemoğlu! Eğer senin günahların gökyüzünü kaplayacak derecede çok olsa ve sen de benden […]
Zamanımızın dindar, sofu, sözde koyu bazı Müslümanlarında görülen ve dine ve şeriate aykırı noksanların, günahların bazısına işaret etmek istiyorum.
Tevbe, geçmişte işlenen günah ve isyanların verdiği “iç ağrı ve sancılar”dır. Çünkü günah ve kabahatler müminin hem huzurunu ve hem de uykusunu kaçırır ve kaçırmalıdır da. Tevbe gönülde ateşlenen bir alevdir. et-Tüsterî (r.a)’nin ifadesiyle: “Kötü huyları iyi huylara tebdîl etmekdir (değiştirmektir).” Bu da halvet, susmak ve helâl lokma ile mümkündür. Çünkü helâl lokma birçok manevi […]
Hz. Ömer (r.a) diyor ki: “Hesaba çekilmeden önce kendinizi hesaba çekin.”[1] Muhasebe ve Sorumluluk Şuuru İman, mü’min kula nefsî muhasebe şuuru ve sorumluluk duygusu aşılar. İman bu yönüyle canlı bir şekilde mü’min kulun hayatına yansır. Hayata yansımayan, günlük hayatta hissedilmeyen, sahibine sorumluluk duygusu vermeyen iman köksüz, yetersiz, kuru bir imandır. Nefsî muhasebe, herhangi bir dış […]
Allah Teâlâ, Fussilet Sûresi 6. ayet-i kerimede: “De ki; ben de ancak sizin gibi bir insanım. Bana ilâhınızın tek ilah olduğu vahiy olunuyor. Artık ona yönelin, O’ndan mağfiret dileyin. O’na şirk koşanların vay haline.” Yine Bakara Sûresi 222. ayet-i celilede: “Şunu iyi bilin ki, Allah tevbe edenleri de temizlenenleri de sever.” buyurur. Peygamberimiz (s.a.v) de: […]
Şüphesiz karanlıkları aydınlatıp, insanları İslam’ın nûruna kavuşturacak olan Allah’ın Kitabı, Rasûlullah’ın sünneti ve O’nun ahlâkını, sünnet hayatını bize yansıtan güzide ashabının hayatıdır.
Cennet gibi bir nimetin içinde iken hata işlemiş bir babanın çocuklarıyız. Cennette bulunduğu ve irtikâp edebileceği hata kendisine uyarıldığı halde babamız hata işledi. Bu nedenle de cennetten çıkarıldı. Allah Teâlâ’nın en önemli kanunlarından biri, insanı hata eder nitelikte yaratmış olmasıdır. Bu, sünnetullahtır. İnsan olup da hatadan yüzde yüz uzak kalmak mümkün değildir. Böyle bir durum […]