İçeriğe geç
Anasayfa » 2011/2 - 22

2011/2 – 22

ÖMRÜMÜZÜ İBADET NAMINA HURAFELERLE ZAYİ ETMEYELİM

Ya Rabbi!

Ne kendi namımıza ne de ümmet-i Muhammed namına sana hamd edecek lisanımız ve yüzümüzün kalmadığını itiraf ederiz.

Ya Rabbi!

Bizleri, Sana, senin lisanınla hamd edenlerden eyle.

Ya Rabbi!

Halîm, Kerîm ve Latîf sıfatlarınla bizleri hamd eylemiş kulların arasına kabul eyle.

Ya Rabbi!

Kendilerini âlim tanıtan bazı cahillerin, kullarını, göndermiş bulunduğun Kitab-ı İlâhî’nden ve İslâm dininden mahrum bırakarak, nasıl perişan bir hale getirdiğini bizden iyi bilensin.

Ya Rabbi!

Bundan dolayı ne kendi halimizi ne de Ümmet-i Muhammed’in halini sana arz etmeyi düşünmeyip sadece acziyetimizi itiraf etmek için, masum kullarının bu hainlerin şerrinden hıfz u emâna kavuşmaları için, huzur-i ilâhîne, itaat eden topluluklar olarak, alnımız açık bir şekilde gelmeyi bizlere nasip ve müyesser buyurman için senin kapına sığındık.

Ya Rabb!

Allah’tan gelip Allah’a giden yolu insanlara unutturup, her sahada insanlığın önüne insanları adeta bir put gibi diken, maddî ve manevî menfaatlerini temin etmek için Kitab-ı İlâhî’ni ve İslâm’ı istismar etmekle kalmayıp insanların içerisinden bazılarını İslâm namına büyüterek istismar etmeye çalışan, mahlûka itaati Allah’a itaat etmenin önüne getirerek mahlûkun sevgisini Senin sevginin önüne getiren bedbahtlardan ümmet-i Muhammed’i halas eylemeni tazarru ile niyaz eylemek için; bu yazımızı aciz kulların namına, Celîl ve Cemal sıfatına arz etmek niyetiyle lütfün ve izninle yazmayı murad ederim. Sen mahcup eyleme.

Ya Rabbi!

Habibin Ahmed, Rasûlün Muhammed (s.a.v)’e ümmeti olarak biz Salât u Selam getirmeye layık olamadığımızı itiraf ediyoruz, Kitab-ı İlâhinde buyrulan “Allah ve melekleri o nebî’ye salât getirir. Ey mü’minler siz de ona salât getirin.” emrine muhatap olduğumuz halde bu iltifata layık mü’minlerden olamadığımızı itiraf ediyoruz fakat Ey Allah’ım, Sen bizleri Senin ve meleklerin lisanıyla O’na salât getirenlerden eyle.

Daha fazlasını oku »ÖMRÜMÜZÜ İBADET NAMINA HURAFELERLE ZAYİ ETMEYELİM

KARDEŞLER GÖZÜNÜZÜ AÇIN!

İnsanoğlunun yaratılışındaki hikmetlerin başında Hâlik-i Zülcelâl olan Allah Teâlâ’ya kulluk gelir. “İnsanları ve cinleri bana ibadet etsinler diye yarattım.” (Zariyat Sûresi, 56) ayet-i kerimesi bizlere bu hakikati haber vermektedir. Peki ibadetin esası nedir? İbadetin esası akidemizdir. “Lâ ilâhe ilallah Muhammedu’r Rasûlullah” tır. Bu iki kelimeyi birbirinden ayırmadan kabul etmektir. Allah’tan başka ilâh yoktur ve Hz. Muhammed (s.a.v) O’nun rasûludur. Bu ikisini ayırdığımız takdirde dalaletin ta kendisine düşeriz. Çünkü Allah’a iman etmek, Rasûlullah’a itaat etmektir. “Kim Rasûle itaat ederse hiç şüphesiz Allah’a itaat etmiş olur.” (Nisa Sûresi, 80) Günümüzde maalesef bu iki esası birbirinden ayırmak isteyen insanlar ortaya çıktı.

Daha fazlasını oku »KARDEŞLER GÖZÜNÜZÜ AÇIN!

SÜNNETSİZ İSLÂMİ BİR HAYAT MÜMKÜN MÜ?

Şüphesiz ki; mü’minin hayat ölçüsü Kur’an-ı Kerim ve Sünnet-i Rasûlillahtır. Efendimiz (s.a.v) veda hutbesinde şöyle buyurmuştur:

“Ey insanlar sizlere iki şey emanet ediyorum. Bu iki şeye (sımsıkı) sarıldığınız zaman yolunuzu hiç (bir zaman) şaşırmayacaksınız (sıratı mustakimde daim olacaksınız, size emanet ettiğim) bu iki şey:

1-Allah’ın kitabı Kur’an-ı Kerim,

2-Onun Rasûlünün sünnetidir.”

Daha fazlasını oku »SÜNNETSİZ İSLÂMİ BİR HAYAT MÜMKÜN MÜ?

İSLÂMİ ORTADAN KALDIRMA TEŞEBBÜSÜ SÜNNET-İ SENİYEYİ İNKAR -Selmân el-Hüseynî en-Nedvî-

Kur’an-ı Kerim, İslâm ilimlerinin ana kaynağıdır. Nüzûlünün ardından asırlar geçmesine rağmen Allah Teâlâ’nın hıfz u himayesiyle (aslı) korunmuş bir kitaptır. Zira Kitabında bizzat Cenab-ı Hak “Muhakkak ki Kur’an’ı biz indirdik ve onu koruyacak olan yine biziz.”[1] buyurmaktadır.

Daha fazlasını oku »İSLÂMİ ORTADAN KALDIRMA TEŞEBBÜSÜ SÜNNET-İ SENİYEYİ İNKAR -Selmân el-Hüseynî en-Nedvî-

EHL-İ SÜNNET GERÇEKLERİ

Allah’a imanın kazandırdığı ‘mü’min’ ismi ve vafsının nihai bir vasıf olduğu, mü’min vasfının üzerine bir ilave yapılamayacağı îmanî bir hakikattir. Mü’min olmanın ötesinde olunabilecek bir şey yoktur. Mü’min/Müslüman isimlendirmesi Allah Teâlâ’nın kulları için uygun gördüğü bir isimdir. Bu isimle isimlendirilmiş olmak hamd etmeyi gerektirecek bir nimet olarak telakki edilmelidir.

Daha fazlasını oku »EHL-İ SÜNNET GERÇEKLERİ