İçeriğe geç
Anasayfa » 2016/1 - 41

2016/1 – 41

BİZİ BİZ YAPAN DEĞERLERİN HAYATA GEÇİRİLMESİ VE SONRAKİ NESİLLERE AKTARILMASINDA CEMAATLER

           Cemaat Ve Vakıf

Müslümanların din kardeşliği esasına dayalı olarak gerçekleştirdikleri ve katılmak zorunda oldukları birlik ve beraberliklere cemaat diyoruz. İslâm dininde cemaat halinde ibadet teşvik edilmiş, hatta bazı ibadetler için cemaat şart koşulmuştur. Sahihayn’da anlatıldığına göre Allah Teâlâ, kendisini anıp zikretme amacıyla bir araya gelmiş bir topluluğun hepsini affettiğini meleklerine bildirdiğinde onlar hayretle “Aralarında onlardan olmayan, bir ihtiyacı için oraya gelmiş olan birisi var.” demişler, bunun üzerine Allah (c.c) de, “Onların hepsi hayırlı bir meclisin sâkinleridir. Böyle bir toplulukla beraber olan kimse bedbaht olmaz.” buyurarak onu da affettiğini bildirmiştir.[1] Hz. Peygamber ise “Allah’ın rahmet ve inayet eli cemaat ile beraberdir”[2], “Mutlaka cemaatle beraber olun ve yalnız kalmaktan kesinlikle kaçının. Unutmayın ki şeytan, tek başına hareket edenleri boş bırakmaz”[3] buyurarak cemaatin önemine dikkat çekmiştir.

Daha fazlasını oku »BİZİ BİZ YAPAN DEĞERLERİN HAYATA GEÇİRİLMESİ VE SONRAKİ NESİLLERE AKTARILMASINDA CEMAATLER

KUR’AN’IN, MÜ’MİNLERİ SAKINDIRDIĞI TOPLULUKLAR/CEMÂATLER

İbn Haldun; “İnsan tabiatı gereği medenîdir” der. Yani insan toplumla beraber kaim olan bir varlıktır. Hal böyleyken, içinde yaşadığı toplumun, insanın davranışları üzerinde müspet veya menfi olarak doğrudan etkili olduğu da yadsınamaz bir gerçektir. Bu olguya matuf olarak, insanı yaratan ve onun fıtratını en iyi bir şekilde bilen[1] Rabbimiz Allah (c.c) Kur’an’ı Kerim’de insanı sîreten ve sûreten istikâmet sahibi olan topluluklarla birlikte olmaya teşvik etmektedir.[2]

Daha fazlasını oku »KUR’AN’IN, MÜ’MİNLERİ SAKINDIRDIĞI TOPLULUKLAR/CEMÂATLER

YERİN ALTI MI, ÜSTÜ MÜ DAHA HAYIRLIDIR?

İnsanın fıtratında taşıdığı ilâhî lütuflardan birisi de onun kendi başına hayatını idame ettiremeyeceği hakikatidir. Bunun tabiî bir sonucu olarak muhtaç bir varlık olduğunu çok iyi bilir insan. Ya da biraz daha kayıtlı bir ifade ile söylersek, kendisini farklı bir yerde konumlandırmayarak dünyada “insan” olarak kalmaya niyetli olanlar için bu böyledir. Giydiklerimizi, yediklerimizi, evlerimizi ve bizi kuşatan beşer eliyle ortaya çıkıvermiş şeyleri gözlerimizin önüne getirip, bunların hepsini tek başına yapmak zorunda bırakılsaydım acaba ne olurdu gibi bir sorunun anlamsız olduğu açıktır.

Daha fazlasını oku »YERİN ALTI MI, ÜSTÜ MÜ DAHA HAYIRLIDIR?