İLİMDEN MAHRUM BİR İSLÂM ÜMMETİ

Allah Zülcelâl ve’l Cemâl Teâlâ ve Tekaddes Hazretlerine ebedî hamdler, sayısız sonsuz şükürler olsun ki, bizlere nihayetsiz nimetler ihsan buyurmuş ve bize yarattığı varlıkların en faziletlisi olma şerefini bahşetmiştir.

SÛRET SÎRETE ŞAHİTTİR

بِسْمِ اللهِ الرَّحْمٰنِ الرَّحِيمِ وَبِهِ التَّوْفِيقُ وَهُوَ الْمُسْتَعَانُ وَبِهِ الثِّقَةُ وَعَلَيْهِ التُّكْلاَنُ الْحَمْدُ ِللهِ رَبِّ الْعَالَمِينَ وَالصَّلاَةُ وَالسَّلاَمُ عَلَى سَيِّدِ الْعَالَمِينَ وعَلَى آلِهِ وَصَحْبِهِ اَجْمعِينَ وَمَنْ تَبِعَهُمْ بِإحْسَانٍ إِلَى يَوْمِ الدِّينِ Yüz ve Nifak Bilindiği gibi Cehennem, yedi tabakadan oluşur. Rabbimizin “Münafıklar, hiç şüphe yok ateşin en alt tabakasındadırlar. Artık onları buradan kurtaracak bir yardımcı […]

MÜSLÜMAN MÜNAFIK OLUR MU?

Tarih boyu mü’minler, kâfirlerden ziyade münafıklardan zarar gördü. Asr-ı Saadet döneminde de Cumhuriyet döneminde de kendisini Müslüman gösteren itikâdî münafıklardan çok çekti. Münafıkları tanımak, pirinç içindeki beyaz taşları fark etmek gibidir. Onların zararlılarını, belki en zararlı olanlarını tanımak ve onlara karşı ihtiyatlı olmak; amelen de olsa münafıklara benzememeye azami hassasiyet göstermek gerekir.

MÜNAFIKLAR VE MÜ’MİNLER

Şu gerçeği hepimiz biliriz: Bu dünya imtihan yeridir. Yaşamımız boyunca sürekli olarak Allah tarafından imtihana tabi tutuluruz. İmtihanlarımız, kalitemizin, dayanıklılığımızın, dikkatimizin, hassasiyetimizin, ilkelerimizin, ilkelerimize bağlılığımızın test edildiği yaşantı şekilleridir. Bu yaşantı şekilleri olmadan ne olduğumuz ve nasıl olduğumuz ortaya çıkmaz, belgelenmez, tescil edilmez.

EZHERLİLER VE BİZİM TALEBE-İ ULÛM – II – KAZANLI HALİM SABİT

Neşre Hazırlayan: Abdullah Taha İmamoğlu Makalemizin baş taraflarında “bu lüzumu acaba Ezherliler kendileri mi takdir edebildiler?” diye bir sual irad ederek cevabını izah eylemiştik. Neticede bu teşebbüs kendileri tarafından vukua gelmeyip hayırhâhâne bir teklif suretiyle kabul ettirildiği anlaşıldı. İşte burada düşünülecek bir nokta var: Gerek efrad ve gerek cemaat kendi ihtiyaçlarını kendileri takdir edebilmeli. Mâ […]

MEDH

Sevdiğimiz, değerli kabul ettiğimiz tanış ve arkadaşlarımızın iyi hallerini, üstün meziyetlerini sohbet meclislerimize taşıdığımız çok olmuştur. Onlardan övgüyle bahseder, gıyaplarında da olsa onları medhederiz. Bazen de tam aksine nice insanlar tarafımızdan zemmedilirler.

BUHÂRÎ’ YE ATILAN İFTİRALAR

İnternet üzerinden araştırma yaptığımızda, İslam teşrîinin en önemli ve güvenilir kaynaklarından biri olan Sahîh-i Buhârî isimli eserle ilgili iftiralarla dolu yazıların ve yorumların karşımıza çıktığına şâhit olmaktayız. Birazcık dikkatle bakıldığında bu yazıların ilmî değeri hâiz olmayan, mantıkî tutarlılıktan yoksun yorumlar olduğunu görmekteyiz. Fakat aynı içeriğe sahip bu ciddiyetsiz yorumların, farklı pek çok sitede karşımıza çıkması, […]

MÜNAFIK DEĞİLSEM GÜNAH İŞLEYEBİLİR MİYİM?

İnsanoğlunun, yalnız başına bir hayat geçiremeyeceği hepimizce bilinen bir hakikat. Zira ismini bile ünsiyet[1] kelimesinden alan insan, tabiatı itibariyle ictimâî/sosyal bir varlıktır. Böyle olduğundan dolayı da ömrü, cemiyetin sayısız tesir ve telkinleri altında geçer.

BİR MÜNAFIKLIK KARAKTERİ KORKAKLIK VE KORKU

İslâm, övülmüş ahlakı tamamlamak ve kalp hastalıklarını şifaya kavuşturmak üzere bütün insanlığa gönderilmiş son ilahî hitaptır. Ahlakı kemâlât[1] yoluna girmiş, kalp hastalıklarına şifâ bulmuş (veya bulma çabasında olan) insan iki cihanda saadete erişecektir. Tam tersi ahlaksızlık çukurlarında hapsolmuş, kalp hastalıklarına gark olmuş insan ise hırs, şehvet ve arzuları tükenmek bilmediğinden bu dünyada huzur bulmayacak; sürekli […]

İNSANLARIN EN ŞERLİLERİ

Münafık, köken olarak bir kapıdan girip diğer bir kapıdan çıkmak anlamındaki “nifak” kelimesinden türetilmiştir. Ayrıca tarla faresinin karşılaştığı sıkıntılar için yuvasına bir kaç çıkış noktası bırakmak amacıyla kazdığı çukurlara da nifak denilmektedir.[1] Bu anlam üzerinden bakıldığında münafıklar, İslam’ın bir kapısından girip diğer kapısından çıktıkları için bu ismi almışlardır.