BİRİLERİNE ESİR OLMAK İÇİN Mİ OKUYORUZ?

İnsanoğlu, nereden geldiğini, nereye doğru gittiğini; her an, her nefes neler yapma mecburiyetinde olduğunu daima tefekkür etmelidir. Çünkü her nefesimiz o anda değerlendirilmesi gereken bir hayat parçasıdır. Alınan her nefesle beraber hayatımız eksilmektedir. Hayatımızın ne kadarını boşa harcadığımızı düşündüğümüzde, ne büyük zararda olduğumuzu idrak edecek akıl nimetine sahibiz elhamdülillah. Öyleyse aklımızı kullanarak muhasebeye başlayıp neler […]

NEFHA-İ MUHAMMED (S.A.V) -ŞÜKÜR DAMLALARI-

عَنْ عَائِشَةَ رَضِيَ اللهُ عَنْهَا قَالَتْ: كَانَ رَسُولُ اللهِ صَلَّى اللهُ عَلَيْهِ وَسَلَّمَ، إِذَا صَلَّى قَامَ حَتَّى تَفَطَّرَ رِجْلَاهُ، قَالَتْ عَائِشَةُ: يَا رَسُولَ اللهِ أَتَصْنَعُ هَذَا، وَقَدْ غُفِرَ لَكَ مَا تَقَدَّمَ مِنْ ذَنْبِكَ وَمَا تَأَخَّرَ، فَقَالَ: «يَا عَائِشَةُ أَفَلَا أَكُونُ عَبْدًا شَكُورًا» Hz. Âişe radıyallahu anhâ’dan rivayet edildiğine göre o, şöyle dedi: Rasûlullah sallallahu aleyhi […]

BUNCA NİMETLERİN SAHİBİNİ TANIMAMAK EN BÜYÜK NANKÖRLÜKTÜR

Şükür, sözlükte “yapılan iyiliği bilmek ve onu yaymak, iyilik edeni iyiliğiyle övmek, ona minnettar olmak” demektir. Şükür kelimesinin ıstılâhî manası; “verilen herhangi bir nimetten dolayı bu nimeti verene karşı söz, fiil veya kalp ile saygı gösterme, Allah’a itaat edip günah işlemekten uzak durmak suretiyle nimetin gereğini yerine getirmektir.

ŞÜKRÜN HAKÎKÂTİ

er-Râğib el-İsfehânî, Müfredât adlı eserinde şöyle diyor: “ Şükür; nimeti tasavvur etmek ve onu izhar etmektir. Şükrün zıddı küfürdür. Küfür ise nimeti unutmak ve onu örtmektir.”

ŞÜKÜR

Bismillahirrahmanirrahim Elhamdü lillâhi Rabbil âlemin. Vessalâtü vesselâmü alâ Rasûlinâ Muhammedin ve âlihî ve sahbihî ecmaîn. “Rabbiniz şunu ilan etti. Eğer şükrederseniz artırırım. Şayet nankörlük yaparsanız azabım şiddetlidir.”[1]

ŞÜKRÜN KADAR MÜSLÜMANSIN!

Şükür şuurdur. Neyin şuurudur? Rabbini bilip tanımanın, kul olmanın şuurudur. Allah Teâlâ bir kudsî hadiste “Ben gizli bir hazine idim, bilinip tanınmak istedim; insanı yarattım.” buyurmaktadır. Şükür olmadan Rabbimiz tam manasıyla bilinemez, tanınamaz. İşte şükür, yaratılış amacımızı, gayemizi anlama şuurudur.

TOPLUMSAL DENGE: REFAH DÖNEMİNDE İNFAK VE ŞÜKÜR; ZORLUK ZAMANINDA SABIR VE TAHAMMÜL

Sosyoloji ilminin öncülerinden olan İbn Haldun’a göre toplumlar ve devletler insanlara benzer. Hepsinin ortak kaderinde doğmak, serpilmek ve nihayete ermek vardır. Yüce Yaratıcı bütün nizamı bu esas üzerine inşa etmiştir. Bu minvalde nasıl ki insanların mutedil olanı makbulse toplumların ise ahlakî değerleri yüksek seviyede olanları, devletlerin de istikrar bulanları değerlidir.

KULLARA ŞÜKÜR TEŞEKKÜR

Yapılan iyiliği bilmek, söz ve fiille mukabelede bulunmak, minnettarlığı bildirmek manalarına gelen “şükr”, İslam literatüründe Allah Teâlâ için kullanılmaktadır. Bu duygular kul için ifade edildiğinde ise Türkçe de “teşekkür” manasına gelmektedir[1].

Modern Hayatın Alerji Kaynağı: Kendimizde Olan Nimetlere ve Başımıza Gelmeyen Musibetlere Şükür

Ortalama bir hayat seviyesi olan insanların evi ile biraz sıkıntıyla hayatlarını devam ettirenlerin kullandığı eşyalar, yedikleri veya giydikleri arasında muazzam farkların olmadığı dönemler çok da uzak değil. Orta yaşa yaklaşan kuşak için çocukluk dönemi hatırası olarak bir evden bir eve girildiğinde zenginin evinin mesela perdesinin kalitesi ile fakirin arasında uçurumun olmadığı bir hayat anılarda tazedir. […]

BU ACELE NİYE?

Şükür ve sabır birbiriyle oldukça ilişkili iki kavram. Bir nimete nail olduğumuzda şükrederiz; bir musibete, hastalığa, kedere uğradığımızda da sabrederiz. Bu iki kelime hayata “Müslümanca bakış”ımızın temelini oluşturmaktadır.