MARİFETULLAH SIRRI

Rahman ve Rahim Allah’ın adıyla, Allah Zülcelâl Teâlâ ve Tekaddes Hazretlerine hamd ü senâlar, sonsuz şükürler olsun ki; göndermiş olduğu Rasûl-i Habîbi’ne: “Ey Habîbim! Muhakkak ki Al­lah Teâlâ’dan başka ilâh yoktur O Azîzdir; Hakimdir” buyurarak Rasûl- i Ekrem (s.a.v)’i tevhide ve tevhid ilmini tahsile davet buyurmuştur. Ve bu davet ile insanlık âlemini de Allah Teâlâ […]

Bir Saadet Beratı İSTİKAMET

              Rasûl-i Ekrem (sav) meâlen şöy­le buyurmuştur: “Dosdoğru ol, insanlara karşı huyun güzel ol­sun.”1 Yani mümkün olduğu ve gücün yettiği kadar istikamet göster ve halka karşı ahlakını güzelleştir istikamet; söz­de, işte, birlikte yaşamak ve iyi geçin­mekte kısaca bütün maddiyat ve ma­neviyatta aranır Güzel huy ise ‘‘Sana yapılmasını istediğin şeylerin […]

İSTİKAMET ZOR İŞTİR ve ER KİŞİ KÂRIDIR

İstikamet tek kelimeyle ifade edile­meyecek bir mefhumdur. Doğruluk ve dürüstlüktür diyerek meseleyi halletmiş olamayız. Lüğavî manası bile bu kadar dar çerçeve içerisine sığmaz. Namuslu ve dürüst davranmak, hedef ve cihet gibi manalar ilk nazarda hatıra gelen sözlük anlamlarından bazı- larıdır işin bir de ıstılahî veçhesi vardır ki, bizim mevzu-u bahs edeceğimiz de zaten meselenin bu […]

BU KAPIDAN EĞRİ GİREMEZ!

İstikamet, doğruluk anlamına gelir Kur’an-ı Kerim’de mevcud, “festakım kema ümirte” Âyet-i Kerimesi ile en geniş kavramını bulur. Cenâb-ı Hak, Peygamber Efendimiz ’e “Emnolunduğun gibi doğru ol”1 hi­tabında bulunmuştur. Şüphesiz ki bu hi- tab yalnız Peygamber Efendimizi değil, bütün inananları şümulüne alır.

AH İSTİKAMET!

Osmanlıca kelime ve kavram­lar zamanımızda kullanılmı­yor Bunlardan biri istikamet­tir; yani doğruluk, dürüstlük… Öteki kullanılmayan kelime ve kavramlardan bazıları: Mürüvvet, iffet, şecaat, hikmet, hilm…

İSTİKAMETE DEVAM

İslâm dini bilindiği üzere fikre tevhid, hayata istikamet vermiştir. Tevhid akidesine sahip olan bir Müslüman için istikamet, dünyada ve ahirette se­lamet demektir. Allah ve Rasûlünün bahsettiği istikamet, bütün emirlere ve nehiyle- re şamildir. Rabbimiz (c.c)’in: “Sen ve seninle beraber tevbe edenlerle bir­likte emrolunduğun gibi dosdoğru ol.”1 Ayet-i Celîlesi karşısında titreyen Sevgili Peygamberimiz (s.a.v) de: “Beni […]

SIRAT-I MÜSTAKÎM OLARAK TASAVVUF

Kur’an-ı Kerîm’i başından itibaren okumaya başladığımızda, daha altıncı ayette karşımıza çok ge­niş kapsamlı bir kavram çıkar: Sırât-ı Müstakim. Kur’an’ın ve İslam’ın özeti mahiyetinde olan Fatiha Süresi’nin al­tıncı ayetidir bu. Ve bu ayette Rabbimiz bizlere,“Bizi Sırat-ı Müstakime ilet” du­asını öğretmektedir.

-İSTİKAMET- Minhâcü’l Fukara’dan

İstikâmet demek, yemede, içmede, akidede, ibadette, amellerde, ah­vâlde, vakti geçirmede ve bütün yapılan işlerde, ifrat ve tefride kaç­mamak, orta yolu tutmak ve sülûke, manevî yükseliş gayesiyle girmektir. Onun için: “İstikamet, sülûke manevî irtifa niyetiyle girmektir” denmiştir. Allah Teâlâ istikamet üzere olanlar hakkında şöyle buyurmuştur: “O kimseler ki, bizim Rabbimiz Allah’tır derler. Ve sonra amellerinde dos­doğru […]

İSTİKÂMET

Şüphesiz, Rabbimiz Allah’tır deyip, sonra da istikamette bulunanla­rın üzerine melekler iner. Onlara: Korkmayın, üzülmeyin, size vaat olunan cennetle sevinin! derler.”1

SIRAT-I MÜSTAKİM

Sıratı müstakim, İslâm’dın1 İstika­met de ona, uymaktır. İslâm’ın bizatihi kendisi sıratı müstakimdin Diğer dinlerin hükmü­nü kaldıran Allah Teâlâ, bu dini sıratı müstakim olarak göndermiştin “Şüp­hesiz bu benim dosdoğru yolumdun Öyleyse bunu izleyin ve diğer yollar­dan gitmeyin. Zira o yollar sizi Allah’ın yolundan ayırır. İşte sakınmanız için Allah size bunları emretti.”2 Burada sıratı müstakim(doğru yol) olarak […]