İçeriğe geç
Anasayfa » 2008/1 – 9

2008/1 – 9

MARİFETULLAH SIRRI

Rahman ve Rahim Allah’ın adıyla, Allah Zülcelâl Teâlâ ve Tekaddes Hazretlerine hamd ü senâlar, sonsuz şükürler olsun ki; göndermiş olduğu Rasûl-i Habîbi’ne:

“Ey Habîbim! Muhakkak ki Al­lah Teâlâ’dan başka ilâh yoktur O Azîzdir; Hakimdir” buyurarak Rasûl- i Ekrem (s.a.v)’i tevhide ve tevhid ilmini tahsile davet buyurmuştur. Ve bu davet ile insanlık âlemini de Allah Teâlâ (c.c)’dan başka bir ilah olmadığına, Azîz ve Hakim olanın yalnızca Allah olduğuna inanarak- Marifetullah (Allah Zülcelâl’ı tanı­ma) ilmini tahsile davet etmiştir.

Daha fazlasını oku »MARİFETULLAH SIRRI

Bir Saadet Beratı İSTİKAMET

              Rasûl-i Ekrem (sav) meâlen şöy­le buyurmuştur: “Dosdoğru ol, insanlara karşı huyun güzel ol­sun.”1 Yani mümkün olduğu ve gücün yettiği kadar istikamet göster ve halka karşı ahlakını güzelleştir istikamet; söz­de, işte, birlikte yaşamak ve iyi geçin­mekte kısaca bütün maddiyat ve ma­neviyatta aranır Güzel huy ise ‘‘Sana yapılmasını istediğin şeylerin başkaları­na da yapılmasını; istemediğin şeylerin de başkalarına yapılmamasını istemek” diye tarif buyrulmuştur.

Daha fazlasını oku »Bir Saadet Beratı İSTİKAMET

İSTİKAMET ZOR İŞTİR ve ER KİŞİ KÂRIDIR

İstikamet tek kelimeyle ifade edile­meyecek bir mefhumdur. Doğruluk ve dürüstlüktür diyerek meseleyi halletmiş olamayız. Lüğavî manası bile bu kadar dar çerçeve içerisine sığmaz.

Namuslu ve dürüst davranmak, hedef ve cihet gibi manalar ilk nazarda hatıra gelen sözlük anlamlarından bazı- larıdır işin bir de ıstılahî veçhesi vardır ki, bizim mevzu-u bahs edeceğimiz de zaten meselenin bu cihetidir.

Daha fazlasını oku »İSTİKAMET ZOR İŞTİR ve ER KİŞİ KÂRIDIR

İSTİKAMETE DEVAM

İslâm dini bilindiği üzere fikre tevhid, hayata istikamet vermiştir. Tevhid akidesine sahip olan bir Müslüman için istikamet, dünyada ve ahirette se­lamet demektir.

Allah ve Rasûlünün bahsettiği istikamet, bütün emirlere ve nehiyle- re şamildir. Rabbimiz (c.c)’in: “Sen ve seninle beraber tevbe edenlerle bir­likte emrolunduğun gibi dosdoğru ol.”1 Ayet-i Celîlesi karşısında titreyen Sevgili Peygamberimiz (s.a.v) de: “Beni Hûd Suresi kocalttı.” 2 diye istikame­tin dindeki yerine ve önemine işaret etmiştir. Kendisine: “Ey Allah’ın Rasûlü, bana bir iş söyle, ona sımsıkı yapışa­yım.” diyen Süfyan b. Abdullah isimli sahabisine cevabı: “Rabbim Allah’dır; de; sonra da dosdoğru ol!” şeklin­dedir.3 O bakımdan insanın sadece iman ettim demekle işi bitmiyor; bi­lakis istikamet üzene yaşamak dikkat ve gayret istiyor.

Daha fazlasını oku »İSTİKAMETE DEVAM

-İSTİKAMET- Minhâcü’l Fukara’dan

İstikâmet demek, yemede, içmede, akidede, ibadette, amellerde, ah­vâlde, vakti geçirmede ve bütün yapılan işlerde, ifrat ve tefride kaç­mamak, orta yolu tutmak ve sülûke, manevî yükseliş gayesiyle girmektir. Onun için: “İstikamet, sülûke manevî irtifa niyetiyle girmektir” denmiştir. Allah Teâlâ istikamet üzere olanlar hakkında şöyle buyurmuştur: “O kimseler ki, bizim Rabbimiz Allah’tır derler. Ve sonra amellerinde dos­doğru olduklarında da biz onlara melekleri indirdik. Ki o melekler on­lara, korkmayınız, üzülmeyiniz, dün­yada vaadedilen cennet sizin içindir. Müjdeler olsun dediler.”

Daha fazlasını oku »-İSTİKAMET- Minhâcü’l Fukara’dan

SIRAT-I MÜSTAKİM

Sıratı müstakim, İslâm’dın1 İstika­met de ona, uymaktır.

İslâm’ın bizatihi kendisi sıratı müstakimdin Diğer dinlerin hükmü­nü kaldıran Allah Teâlâ, bu dini sıratı müstakim olarak göndermiştin “Şüp­hesiz bu benim dosdoğru yolumdun Öyleyse bunu izleyin ve diğer yollar­dan gitmeyin. Zira o yollar sizi Allah’ın yolundan ayırır. İşte sakınmanız için Allah size bunları emretti.”2 Burada sıratı müstakim(doğru yol) olarak bil­dirilen İslâmiyet, Diğer yol olarak da bildirilenler de, Yahudilik, Hıristiyanlık, Mecusilik ve diğer bidat ve dalalet yol­larıdır. 3 “işte bu (Kuran) bizim indirdi­ğimiz mübarek bir kitaptır. Buna uyun ve Allah’tan korkun ki size merhamet edilsin.”4

Daha fazlasını oku »SIRAT-I MÜSTAKİM