Allah Zülcelâl ve’l-Kemâl Teâlâ ve Tekaddes Hazretlerine Celâl Zâtına, Kemal Sıfatlarına lâyık hamd ü senâlar, Rasûl-i Ekrem Efendimiz’e (s.a.v) sayısız sonsuz salât u selamlar olsun. Dünya hayatında bizleri bir araya getiren Allah Zülcelâl Hazretleri mahşerde Rasûlullah’ın sancak-ı şerîfi altında ve Arş-ı a‘lânın gölgesinde toplanabilmeyi de cümlemize nasib ve müyesser eylesin. Ve nihayetinde cennet âleminde Rasûlullah’ın […]
Kategori: 2018/6– 56
Bir Müslüman için her hususta ilk müracaat kaynağı olan, Kur’ân-ı Kerîm’e baktığımızda; insanoğlunun “şuur” meselesindeki za‘f ve ihmali gerçeği ile karşılaşırız. Demek oluyor ki Müslüman, şuur konusunda zaaf ve ihmalle karşı karşıyadır. “Müslüman”la “şuur” yan yana geldiğinde çok tabii bir terkip oluşmuş olur. Yani, Müslüman şuursuz olamaz, şuurlu olan da zaten şuurunun gereği olarak Müslüman […]
Elhamdülillâhi Rabbi’l-âlemîn. Vessalâtü vesselâmü alâ Rasûlinâ Muhammedin ve âlihî ve sahbihî ecmaîn. Zikir lügatte; bir şeye karşı uyanık olmak, hatırlamak, anmak, akılda tutmak manalarına gelir. Din ıstılahında ise, Allah Teâlâ ve Tekaddes Hazretleri’ni anmak demektir.
Bir kimsenin yenilecek veya içilecek bir malını başkasına vermesine veya başkasının o malı yiyip içmesine izin vermesine fıkıhta “ibâha” denir. Bir yemeğe dâvet edilen kimsenin o davete katılması ibâha hükümlerine tâbîdir. Aynı şekilde bağ veya bahçe sahibi kimse, birisinin o bağ ve bahçeden yiyip içmesine müsaade ederse o kişi de ibâha hükümleri çerçevesinde hareket etmek […]
“(Fitne zamanında) Kişi, dinini basit dünya çıkarı karşılığında satacak.”[1] Taviz Nedir? Taviz: Belirli bir şey karşılığı ana ilkelerden vazgeçme, temel prensiplerden ödün verme anlamındadır. Hangi konuda olursa olsun taviz verme, kişilik eksikliği ve kimlik aşınmasıdır. Tavizkârlığın en kötüsü dinî inançlardan, kesin dinî ölçülerden taviz verilmesidir.
Her işin başı iyi niyettir. İmam Buhârî (rh) Sahîh-i Buhâri isimli en sağlam hadis kaynağı olan eserine niyetle ilgili bir hadîs-i şerîfle başlar. Oysa eserin ilk bölümü niyetle değil, vahyin başlangıcıyla ilgili hadîs-i şerîfleri içerir. Buhârî’nin kitabına niyetle başlaması, hadîs-i şerîf okuyan birisinin önce niyetini güzelleştirmesi gerektiğini ifade etmektedir.
Malûmunuz üzere toplumuzda şişmanlık ve ona bağlı gelişen şeker hastalığı ve hipertansiyon gibi hastalıkların sıklığı her geçen biraz daha artıyor. Artık çok daha genç yaşlarda hatta çocuklarda bile bu hastalıkları tespit etmeye başladık. Çocukluk çağı şişmanlığı uzun dönemde tedavisi çok daha zor bir durum olarak karşımıza çıkıyor.
Doğu Roma İmparatorluğu’nun başkenti Konstantinopolis, henüz İstanbul olmadan önce, defalarca Efendimiz’in (s.a.v), “İstanbul’u fetheden komutan, ne güzel komutandır.” müjdesine nail olmak isteyen Müslüman kumandanlar tarafından fethedilmek istenmiş fakat bu şeref 1453 yılının güzel bir bahar gününde, Osmanlı padişahlarından II. Mehmet’e nasip olmuştur.
Allah (c.c) şöyle buyuruyor: “Elif lâm mîm. İnsanlar, imtihandan geçirilmeden sadece, iman ettik, demeleriyle bırakılıvereceklerini mi zannettiler?”[1]
Âmid, mazimizin ilim ve irfan tüten heybetli şehri. Bereketi yüzyıllar süren bu şehir 19. yüzyılın kasvetli zamanlarında dahi bu milleti nasibdar etmeyi unutmuyor. Bağrından mazimizi cild cild toparlayacak bir kitap aşığı, müverrih ve şair çıkartıyor. Milletimizin ile’l-ebed hayırla yâd edeceği Ali Emîri Efendi 1857 senesinde şehrin güzide ailelerinden Emîrizâdelerin bir mensubu olarak dünyaya gelir. Okumaya […]