Dünyada her kırk saniyede bir, ölümle sonuçlanan intihar olayı meydana gelmektedir. İntihar teşebbüsleri ise bu rakamın 10 ile 20 katıdır. Sosyal medyanın ve internetin gelişmesiyle fertlerin hakiki sosyallikten ve aidiyetlerden uzaklaşarak bireyselliğe ve yalnızlığa geçmesi bu rakamları artırdığı ve daha da artıracağı açık bir gerçektir. Bu yüzden intihar her toplumca göz ardı edilmemesi gereken bir […]
Yazar: Ömer TOZAL
“Bugün size dininizi ikmal ettim, üzerinize nimetimi tamamladım ve sizin için din olarak İslâm’ı beğendim”[1] Mâide Sûresi’nin bu âyetinde ifade edildiği gibi İslam, kâmil bir dindir. İslam’ın koyduğu kurallara teslim olan ise kâmil insan olma yoluna girmiştir. Bu yolun sonu ise iki cihan mutluluğudur.
Haberin Kısımları Sünnet, sonraki nesillere rivâyet yoluyla ulaştığı için genel olarak haber başlığı altında incelenir. Haber, ilk üç nesilde –sahâbe, tâbiun ve tebe-i tâbiîn- rivâyeti edilmesinin keyfiyetine göre mütevatir, meşhur ve haber-i vâhid olmak üzere üç kısma ayrılır.[1] Hanefîlere ait bu üçlü taksimat aynı zamanda haberlerin hem amel hem de itikat açısından bilgi değerini ifade […]
Kelamın, mütekellimin asıl kastettiği anlam ile muhatapta oluşan algı olmak üzere iki yönü bulunmaktadır. Kelamda asıl olan ise muhataba asıl kastedileni ulaştırmak olup anlaşılmamak veya yanlış anlaşılmak değildir. Konuşanın asıl maksadı ya ona sorulmak suretiyle ya da muhatabın (kime söylendiği), hitâbın kendisinin (ne söylendiği), hitâbın söylendiği zaman ve mekânın (nerede ve ne zaman söylendiği) ve […]
İslâm, övülmüş ahlakı tamamlamak ve kalp hastalıklarını şifaya kavuşturmak üzere bütün insanlığa gönderilmiş son ilahî hitaptır. Ahlakı kemâlât[1] yoluna girmiş, kalp hastalıklarına şifâ bulmuş (veya bulma çabasında olan) insan iki cihanda saadete erişecektir. Tam tersi ahlaksızlık çukurlarında hapsolmuş, kalp hastalıklarına gark olmuş insan ise hırs, şehvet ve arzuları tükenmek bilmediğinden bu dünyada huzur bulmayacak; sürekli […]
Mü’minin ışığı olan sabır, Türk Dil Kurumu’nun sözlüğünde “acı, yoksulluk, haksızlık vb. üzücü durumlar karşısında ses çıkarmadan onların geçmesini bekleme erdemi” şeklinde tarif edilmiştir. Bu tarif, günümüz Müslümanlarının zihinlerindeki yanlış sabır algısının kelimelere dökülmüş halidir. Zira birçok Müslüman, haksızlık karşısında susmayı, zulüm karşısında dua dışında bir şey yapmadan zulme tahammül etmeyi sabır olarak görmektedir.