Kibrin Kalbine Yolculuk

Tekebbür Tekbirin Reddidir Din, “Rab-Kul” ve “Kul-Kul” olarak iki münasebete dayanır. Kur’ân-ı Kerîm’de sekelân denen İns ü Cinn, Rabbine İslâm, bir kul olarak Peygambere İman ile kulluk mertebesini kazanır. İslâm, Allah’ı “tevhid”, İman, Rasûl’ü “tasdik”tir. İslâm=tevhid’in şartı tezellül, İman=tasdikin şartı tevazu, tezellülün zıddı taazzüz, tevazunun zıddı tekebbürdür. Yani ancak tezellül sahibi olan, İslâm ile tevazu […]

Muhabbet Yolu Olarak Sünnet

Sözde Peygamber Sevgisinden Özde Peygamber Sevgisine Bu yazının konusu, kulluğun nihaî gayesi Muhabbetullâhın Habîbullâh’ı sevmeye, O’nu sevmenin de O’nun sünnetine uymaya bağlı olduğudur. Ümmetin sünnetten tamamen uzaklaştığı modern çağda, son yıllardaki Kutlu Doğum programlarında görüldüğü gibi, yuvarlak sözlerle soyut, içi boş bir peygamber sevgisi yayılmakta, “Peygamberimiz açlıktan karnına taş bağlardı” gibi rivayetlerle avunan Müslümanların çoğunluğu, […]

SÛRET SÎRETE ŞAHİTTİR

بِسْمِ اللهِ الرَّحْمٰنِ الرَّحِيمِ وَبِهِ التَّوْفِيقُ وَهُوَ الْمُسْتَعَانُ وَبِهِ الثِّقَةُ وَعَلَيْهِ التُّكْلاَنُ الْحَمْدُ ِللهِ رَبِّ الْعَالَمِينَ وَالصَّلاَةُ وَالسَّلاَمُ عَلَى سَيِّدِ الْعَالَمِينَ وعَلَى آلِهِ وَصَحْبِهِ اَجْمعِينَ وَمَنْ تَبِعَهُمْ بِإحْسَانٍ إِلَى يَوْمِ الدِّينِ Yüz ve Nifak Bilindiği gibi Cehennem, yedi tabakadan oluşur. Rabbimizin “Münafıklar, hiç şüphe yok ateşin en alt tabakasındadırlar. Artık onları buradan kurtaracak bir yardımcı […]

DİNDE SAHTE OTORİTELER

بِسْمِ اللهِ الرَّحْمٰنِ الرَّحِيمِ وَبِهِ التَّوْفِيقُ وَهُوَ الْمُسْتَعَانُ وَبِهِ الثِّقَةُ وَعَلَيْهِ التُّكْلاَنُ الْحَمْدُ ِللهِ رَبِّ الْعَالَمِينَ وَالصَّلاَةُ وَالسَّلاَمُ عَلَى سَيِّدِ الْعَالَمِينَ وعَلَى آلِهِ وَصَحْبِهِ اَجْمعِينَ وَمَنْ تَبِعَهُمْ بِإحْسَانٍ إِلَى يَوْمِ الِّدينِ Son yıllarda Türkiye’de yaşanan korkunç ahlakî yozlaşma, özellikle din ve dil alanına yansıyor. Dil alanındaki tedennî, sanal medyanın dipsiz kuyularında kaynayıp gidiyor, pek fark […]

İnsanın İfadesi Olarak Dil

Kamus Namustur İnsan ile hayvan, nutukla ayrılır; insan, “hayvan-ı nâtık”, hayvan dediğimiz canlı türü ise “hayvan-ı gayr-i nâtık” diye tarif edilir. Fârâbî gibi Müslüman filozoflarda gördüğümüz üzere nutuk, nutk-ı dâhilî/nutk-ı hâricî olarak ayrılır. Bu ayırıma göre “düşünme” denen şey, aslında nutk-ı dâhilî=içsel konuşma, “konuşma” denen şey ise nutk-ı hâricî=dışsal konuşmadır. Hayvan-ı nâtık olarak insanın tekâmülü, kemiyet ve […]

Gül Gülistanda Yetişir

[arabic-font] بِسْمِ اللهِ الرَّحْمٰنِ الرَّحِيمِ وَبِهِ التَّوْفِيقُ وَهُوَ الْمُسْتَعَانُ وَبِهِ الثِّقَةُ وَعَلَيْهِ التَّكَلاَنُ الْحَمْدُ ِللهِ رَبِّ الْعَالَمِينَ وَالصَّلاَةُ وَالسَّلاَمُ عَلَى سَيِّدِ الْعَالَمِينَ وعَلَى آلِهِ وَصَحْبِهِ اَجْمعِينَ [/arabic-font] Çağının Çocuğu İnsan Âlemler, “âlem-i emr” ve “âlem-i halk” olarak ikiye ayrılır. İlahî irade, âlem-i emrde vasıtasız ve cümleten, yaşadığımız âlem-i halkta ise vasıtalı ve dereceli işler. Hikmeti […]

Ticaretin Kalbine Yolculuk

بِسْمِ اللهِ الرَّحْمٰنِ الرَّحِيمِ وَبِهِ التَّوْفِيقُ وَهُوَ الْمُسْتَعَانُ وَبِهِ الثِّقَةُ وَعَلَيْهِ التَّكَلاَنُ الْحَمْدُ ِللهِ رَبِّ الْعَالَمِينَ وَالصَّلاَةُ وَالسَّلاَمُ عَلَى سَيِّدِ الْعَالَمِينَ وعَلَى آلِهِ وَصَحْبِهِ اَجْمعِينَ İnsan, mutlak ğanî (gayr-i muhtaç) olan Rabbine fakir (muhtaç) olarak yaratılmış bir ‘abddir; dolayısıyla ğınâ/fakr ayırımı, rubûbiyet/ubûdiyet ilişkisine dayanır. İnsanın cennette Rabbine ihtiyacı manevî bir ihtiyaçtı. Zira cennet, insanın vatanı idi; âyetin ifade ettiği […]

Muhalefetin Kalbine Yolculuk

Hak ve hikmeti esas almadan sadece ilme güvenmenin hevâ ve hevese dayalı bir muhalefete yol açması kaçınılmazdır. Toplumumuzda haksız muhalefetin sebeplerini incelemeye geçmeden önce temel terimleri netleştirmekte fayda vardır. Muhalefet, muvafakatin zıddıdır ki bunları “katılmak/katılmamak” olarak karşılaştırabiliriz. Muhalefet, temelde görüşleri sınama ve değerlendirme anlamına gelen tenkitten kaynaklanır. Aşağıda gösterebileceğimiz gibi tenkit muhalefete, muhalefet itiraza, itiraz […]