Nureddin YILDIZ
HARAM YAKAR
Âlemlerin Rabbi Allah’a hamd, Efendimiz Muhammed aleyhisselam’a, ailesine, ashâbına salât ve selam olsun.
İki bardak düşünün; biri temiz, diğeri kirli. İkisinin de gramajı aynı. Bir de sürahi; içinde temiz su var. Bu suyu zemzem kabul ediniz. Bu zemzemi temiz bardağa dökmemiz, zemzemi değiştirir mi? Peki kirli bardağa döktükten sonra o artık zemzem midir?
Daha fazlasını oku »HARAM YAKARSABIR ZAMANI
Kur’an’ımız ve Peygamber aleyhissalatu vesselam Efendimiz’in önümüze koyduğu Müslümanlığın içini dolduran, başka türlüsü olmaz diye önümüzde duran en önemli ibadetlerimizden biri sabırdır.
ÜMMETİN HASRETİ: ‘BİR ODA DOLUSU ADAM’
Zeyd bin Eslem’in babasından naklettiğine göre Ömer bin Hattab radıyallahu anh bir gün dostları ile otururken aralarında şöyle bir konuşma geçmiş:
Ömer radıyallahu anh:
“Haydi, herkes bir şey dilesin.” demiş. Oradakilerden biri:
“Ben, şu oda dolusu gümüşüm olsun da onu Allah yolunda harcayayım isterim.” demiş. Bir başkası:
‘Şu oda dolusu altınım olsun da Allah yolunda harcayım isterim.” demiş. Bir diğeri:
“Bu oda dolusu mücevherim olsa da Allah yolunda harcasam isterim. demiş. Ömer radıyallahu anh:
“Başka?” deyince,
“Başka bir şey istemeyiz.” demişler. Bunun üzerine Ömer radıyallahu anh kendi arzusunu şöyle dile getirmiş:
“Ben, Ebu Ubeyde bin el-Cerrah, Muaz bin Cebel ve Huzeyfe bin el-Yeman gibilerden şu oda dolusu kadar insan isterim ki; onları Allah yolunda görevlendireyim.”[1]
EMİN TACİR
Emin bir tacir ve parası bereketli bir müşteride, hayırlı bir kazançta;
Birinci Kural
“Ne zarar vermek var ne de zarar görmek.”
İkinci Kural
Alış veriş mübah şeylerle olmalıdır. Tüketilmesi haram olan şeyin ticareti de haramdır. Müslüman kendi ailesine uygun görmediği şeyi Müslümanların çocuklarına da satmamalıdır. Şerre talib olmamak kadar ona alet olmamak zorundayız.
ÇİZGİLER AŞILMAMALI
Rasûlullah (s.a.v)’in hadislerindeki örnekler hiç şüphesiz büyük hikmetler ihtiva etmektedir. Basit bir halk deyimi şeklinde geçiştirilmeleri mümkün değildir. Üzerinde tefekkür edilmesi gereken örnekler olarak görülmeleri gerekmektedir.
DÜNYA SEVGİSİ VE HELALLERİ KORUMAK
Ekonomi, kültür ve enformasyon alanlarında dünya ‘globalleşme’ adı verilen bir süreçte küçülüp durmaktadır. Bir kıtadan öbür kıtaya ulaşmak, bir köyden öbürüne ulaşmak kadar kolay ve çabuk oldu. Bu gelişmenin nimet olan yönünü elbette takdir ederiz hatta bunu, Rabbimize hamdedeceğimiz bir gelişme olarak görürüz. İnsan olarak yaşama imkânlarımızın kolaylaşması, ibadet hayatımız dâhil her noktada daha mükemmel bir hayata kavuşmamızı getirmiş olabilir.
DİLİ DOĞRU KULLANABİLMEK
“Allah’tan gelen merhamet sayesinde onlara yumuşak davrandın. Eğer sert, katı kalpli biri olsaydın, kuşkusuz çevrenden uzaklaşırlardı. Onları bağışla, kendileri için Allah’tan af dile, yapacağın işler hakkında onların görüşlerini al; ama karar verince artık Allah’a dayan. Hiç kuşkusuz Allah kendisine dayananları sever.”[1]
MUALLİM MÜCAHİDDİR
Hiçbir şey bilmez, eli ayağı işe yaramaz, konuşamaz, söyleneni anlamaz olarak doğduk. Hiçbir şey bilmiyorduk. Bilgi dolu bir âleme bilgiye, öğrenmeye müsait; ama kara cahil olarak geldik. Allah (cc) diledi ve dilediği gibi de bizi yarattı. Gözümüzü açtığımızda önümüzde sayılamayacak kadar çok öğrenilecek şey gördük. Elimizden tutan, bizi yönlendiren biri olmasa, yoğunluktan ürküp aklımızı kaçırabilirdik. Allah bizi yaratmayı dilediği gibi, bize bu uçsuz bucaksız âlemde, bilinçli yürümeyi, ürkmeden, hazmede ede yürümeyi sağlayacak sistemi de kurdu. Kimi doğal kimi yetiştirilmiş muallimler bulduk karşımızda.