İçeriğe geç
Anasayfa » BANA HASETÇİ İKİ ADAM GETİRİN

BANA HASETÇİ İKİ ADAM GETİRİN

Hased, bir hastalıktır. Fakat kanser gibi, aids gibi, şeker hastalığı, kalp hastalığı gibi bir hastalık değildir. Onlardan daha şiddetli bir hastalıktır. Zira tedavi olurken vefat eden iyi bir Müslüman şehit sevabı alır. Hased hastalığı ise hem bu dünyada sahibini ateşler içinde tutar hem de ahirette hasetçi kimsenin cehenneme gitmesine sebep olur.

Sevgili Peygamberimiz, “Hasetten sakının, ateşin odunu yiyip bitirdiği gibi hased de bir insanın bütün iyiliklerini, erdemlerini yer bitirir.” buyurmuştur.[1]

Hased öyle bir şeydir ki birçok güzel özelliği olan bir adam görürsünüz ama bir de bakarsınız ki, onun yaptığı kötülüğü geri zekâlı bir adam bile yapmaz. İşte hasetçi kimse sizi böyle hayretler içinde bırakabilecek kimsedir.

Padişah: “Bana hased eden/kıskanç iki adam getirin.” demiş.

Ülkenin her tarafında aranmış, taranmış, hasediyle ünlü iki kişi getirilmiş ve  padişahın huzuruna çıkarılmış. Padişah: “İkinizden biri benden bir şey istesin. Onu vereceğim. İstemeyene iki katını vereceğim.” demiş.

Hasûd insanların ikisi de susmuşlar.

Padişah: “Beş dakika içinde biriniz istekte bulunmazsa ikinizi de huzurumdan çıkaracağım.” deyince o ikisinden biri bir adım ileri çıkar ve: “Padişahım, şu iki gözümden birini çıkarınız.” der.

Şeytan, kıyamete kadar gelecek nice devlet başkanlarının, düşünürlerin, filozofların, dervişlerin, berduşların başına yuları takıp cehenneme doğru çekebilecek akla sahip olmasına rağmen kıskançlığı/hasedi nedeniyle Allah’ın rahmetinden uzaklaştırılmıştır.

Kâinatta işlenmiş olan ilk iki günahın gerisinde de haset vardır.

Allaha ilk başkaldırı şeytandan gelmiştir. Şeytan “Âdem’e secde ediniz.” emrine hasedi sebebiyle uymamış ve ilk isyan başlamıştır.

İkinci büyük günah da Kabil’in kendi kardeşi Habil’i kıskanıp onu öldürmesi sebebiyledir ki yeryüzünde ilk kan böylece akıtılmıştır.

Her türlü düşmanlığın dostluğa dönüşmesi mümkün iken hasedin yaktığı düşmanlık ateşinin sönmesi ancak hased hastalığının tedavisi ile olur.

Üç hasetçi adam bir araya gelmişler ve hangisinin daha hasetçi olduğu yarışını başlatmışlar.

Biri demiş ki, “Ben, hiçbir Müslüman’a her hangi bir iyilik yapılmasını istemem.”

Öbürü “Sen yine iyisin. Ben ise bana bile bir başkasının iyilik yapmasını istemem.” demiş.

Üçüncüsü ise, “Sizin ikizde de iyilik var. Ben, hiçbir insanın bir diğer insana iyilik yapmasını istemem.” demiş.[2]

Hased eden kişi farkında olarak ya da olmayarak Allah’ın kısmetine razı olmama günahını da işler.

Kendisini daha bu dünyada iken kıskançlık ateşlerinde yakarak cehenneme doğru yol alır.

“Allah’ın nimeti” her şeyi içine alır ve İslam dini, bütün insanlık için Allah’ın en büyük bir nimetidir.

Maide Sûresi’nin üçüncü ayetinde Kur’an-ı Kerim’in bize Allah’ın nimeti olduğu bildirilir.

Peki o nimeti kıskananlar olur mu?

Eee… olduğunu Rabbimiz, “Ehli kitaptan çoğu, gerçek kendilerine açıklandıktan sonra nefislerindeki hased sebebiyle sizi imandan sonra küfre çevirmek isterler. Fakat size Allah’ın emri gelinceye kadar onları bırakın ve afvedin. Şüphesiz Allah her şeye kadirdir.” buyurarak haber verir.[3]

Her insanda biraz haset/kıskançlık olduğuna İsra Sûresi’nin yüzüncü ayetinde işaret edilir:

“Yeryüzünün hazineleri sizin olsa yine de tükeneceğinden korkar cimrilik yaparsınız.”

Allah, sizin en yakınınız olan anne ve babanızın eline bile amel defterinizi vermemiştir.

Eğer verseydi onlar bile sizi sevdikleri zaman cennete, sevmedikleri zaman cehennemin dibine gönderirlerdi.

Ama bu kıskançlık damarı Kur’an ayetleri ile yumuşatılır.

Günümüzde sahip olunan servete karşı hasetlik yapanları biliriz de neden yukarda Bakara Sûresi’nde bildirilen dinimize haset edenleri pek bilmeyiz.

Hâlbuki şu anda dünya genelinde Bosna’dan, Filistin’den, Irak, Doğu Türkistan ve Çeçenistan’dan Afrika devletlerindeki Müslümanlara kadar şehit edilenlerin hased edilecek hiç bir zenginlikleri yok. Tek sahip oldukları şey var o da zulme, sömürüye, Allah’tan başkasına kulluk yapmaya başkaldırtan imanları.

Peki, bu hasetçilerin de bize faydaları var mı?

Olamaz olur mu?

Hasetçi için için yanan adamdır.

Öd/tütsü ağacı yanarken güzel koku verir ya, hasetçi de kendi iç dünyasındaki yangınlarını dışta bize kıvılcım yaparken Müslüman’ın adı dünyaya duyuruluyor.

Bu gibilerin kıskançlıkları sebebiyle kopardıkları yaygaralar aklı başında insanların ilgisini çekiyor ve iki yüz devletten insanlar İslam’a yöneliyorlar.

Bunun üzerine hasûd adamlar “Dünyada Yükselen Değer İslam” isimli kitaplar yazarak dinimizi engellemeye çalışırken İslam’ın yeniden yayılmasına yardım ediyorlar.

 

 

[1] Ebu Davud, Hadis no 4903.

[2] Şerişi, Şerhu Makamâtı Harirî, 1/67, Üçüncü makamenin şerhi.

[3] Bakara, 2/109