İçeriğe geç

GÜZEL AHLAKI/AHLAK HADİSLERİNİ NEREDEN ÖĞRENEBİLİRİZ?

Edebin, ahlâkın ve güzel şeylerin aslen fıtrî olduğu ve insanın fıtraten bu şeylere meyyal olduğu muhakkaktır.  Yani insan doğası gereği kendisinde ciddi bir güzel ahlak ve edep potansiyeli vardır.

İnsanın yaratılışında bu tür hasletlerin mevcut olmasıyla beraber onun heva, heves ve tembellik gibi süfli duygulara da sahip olduğu hem ayet-i kerimelerde hem de hadis-i şeriflerde vurgulanan diğer bir husustur.  Yani insan her ne kadar güzel şeylere meyyal olsa da aynı zamanda her an kötü bir fiil işleme potansiyeline de sahiptir. Nitekim bu husus İsrâ Sûresi 11. ayet-i kerimesinde şu şekilde beyan edilir:

“İnsan hayrı/iyiliği istediği gibi, (bazen) şerri/kötülüğü de ister. İnsan çok acelecidir!”

Buna göre insanın fıtratı gereği hem iyilik hem de kötülük yapabilmesi pek tabi mümkündür. Nitekim bu durum da aslen dünya hayatının bir imtihan olmasıyla alakalıdır. İnsanın fıtratında bulunan bu iki taraftan hangisiyle hareket edeceği Allah Teâlâ’ya tam bir iman ve Rasûlullah’ı ﷺ rehber edinmekle beraber yaşadığı çevre-toplum ve aldığı eğitim ile alakalıdır. İnsanın şahsiyeti de bu iki durumdan biri için yapacağı/göstereceği gayretler ile iktisabî olarak şekillenir. İslam Dini ise iyilik ve güzelliği emrederek Müslümanların edep ve ahlak bakımından kendilerini ikmal etmelerini ister. Bu bakımdan Rasûlullah’ın ﷺ en mühim vazifelerinden biri de Müslümanları iyiliğe teşvik etmek ve kötülükten sakındırmak suretiyle edeben ve ahlaken kâmil bir toplum inşa ederek onların sırat-ı müstakim üzere yol almasını temin etmektir.

Tüm bu hususlar düşünüldüğü vakit insanın iyiye, güzele teşvik edilmeye, edeben ve ahlaken nasihate ciddi bir ihtiyacının olduğu görülür. Nitekim bu minvalde ayet-i kerimeler ve hadis-i şeriflerde birçok şeye rastlamak mümkündür. Kur’ân-ı Kerîm’de her ne kadar güzel ahlaka dair birçok tavsiye ve emirler olsa da bu konuya dair ayrıntılara daha ziyade hadis-i şeriflerde yer verilmiştir. Yani her konuda olduğu gibi ahlak ve edebe dair ayrıntılı ve müşahhas örnekler de Peygamber Efendimizin sünnet-i seniyyesinde ve sünnet-i seniyyenin temel kaynağı olan hadis-i şeriflerde bulunur. Çünkü Peygamber Efendimiz güzel ahlaka çok önem vermiş ve her fırsatta mü’minlerin ahlaken kendilerini geliştirmeleri gerektiğini vurgulamıştır. Nitekim O ﷺ, “güzel ahlakı tamamlamak üzere” gönderilmiştir. O ﷺ bu sebeple İslam ahlakını nakış nakış gönüllere işlemiş ve bu suretle kâmil bir toplum inşa etmiştir. Bu durum Onun ﷺ sadece nasihatte bulunması veya iyiye ve güzele teşvik etmesiyle olmamış, ayrıca kendisi de her açıdan en mükemmel örnek olarak o toplumun içerisinde yer almıştır. Yani Peygamber Efendimiz bizzat kâmil insanın nasıl olması gerektiğini yaşayarak göstermiştir. Nitekim Allah Teâlâ Kalem Suresi 4. ayette şöyle buyurur; “Sen elbette yüce bir ahlak üzeresin.” Hal böyle olunca ahlakını güzelleştirip edeben kendini ikmal etmek isteyen bir Müslüman için Peygamber Efendimizin sünneti ve hadisi şerifleri en önemli hidayet rehberidir.

Peki bu konularla alakalı hadisleri öğrenmek ve bu hadislerle amel etmek istediğimizde hangi kitaplara bakmalıyız?

Ahlak ve edep konularıyla alakalı hadisler “kütüb-i sitte” dediğimiz en makbul altı hadis kitabında farklı başlıklar altında kendine yer bulmuştur. Bu kitaplarda edep ve ahlaka dair konuları ilgilendiren hadis-i şerifler genel olarak “Birr ve Sıla”, “Edeb”, “Fezâil”, “İstizan”, “Rikak” ve “Zühd” gibi bölüm başlıkları altında verilir. Elbette ahlak hadisleri bu konu başlıklarıyla sınırlı değildir. Unutmamak gerekir ki her ne kadar doğrudan ahlak ve edep konularıyla alakası olmasa da hadis-i şeriflerin hepsinin ahlaki değerlere işaret eden bir yönü muhakkak vardır.

Bütün konulara dair hadisleri ihtiva eden bu kitapların yanında, Kitâbu’l-edeb, Kitâbu’l-ahlak/Mekârimu’l-ahlâk, Kitâbu’z-zühd ve Fezâilü’l-a‘mâl gibi isimlerle, sadece edep ve ahlaka dair hadislerin toplandığı müstakil kitaplar da telif edilmiştir. Bu konulara hasredilmiş pek çok hadis kitabı bulunmaktadır. Ama bunların en önemlilerinden biri ve en meşhuru Muhammed b. İsmail el-Buhârî’nin el-Edebü’l-Müfred adlı eseridir.

Hadis ilminde zirve olarak kabul edilen ve ortaya koyduğu eserlerle İslam dünyasına ışık tutan İmam Buhârî her ne kadar Câmiu’s-Sahîh adlı eserinin “kitâbu’l-edeb”, “kitâbu’l-istizan” ve “kitâbu’r-rikak” gibi bölümlerinde ahlak konularıyla alakalı hadisleri vermiş olsa da bunları el-Edebü’l-Müfred adlı kitabında ayrıca bir araya getirmiştir. Bu yüzden kitabına edeple alakalı hadisleri toplayan anlamına gelecek şekilde el-Edebü’l-Müfred adını verdiği rivayet edilir.[1] Eserde yer alan rivayetlerin büyük bir kısmı Câmiu’s-Sahîh’te yer aldığı gibi diğer kısmı da her ne kadar Sahih’inde olmasa da “kütüb-i tis‘a”da yer alan rivayetlerdir. Eserde yer alan hadislerin sıhhat durumlarına bakılırsa amel etmeye elverişli olmayan herhangi bir hadis olmadığı görülür.

Kitapta küçük bir kısmı sahabe kavli olmak üzere toplam 1322 hadis-i şerif yer alıyor ve bu hadis-i şerifler de 644 başlık altında sıralanıyor. Dolayısıyla konu ve muhteva açısından el-Edebü’l-Müfred’in çok zengin bir içeriğe sahip olduğu görülüyor. Öyle ki hayatın her anını kapsayacak şekilde Peygamber Efendimizi rehber edinerek sünnet-i seniyyeyi tatbik etmek, ahlakını güzelleştirmek ve iman açısından kemale ermek isteyen bir kimsenin bu kitapta yer alan hadislerle amel ettiği takdirde maksadına ulaşacağını söylemek abartı olmaz.

Anne baba ile ilişkiler ve anne babaya iyilik etme konularına dair hadislerle başlayan kitap sırasıyla şu genel konuları ihtiva eden başlıklarla devam eder; akrabalık ilişkileri, çocuk hakları, komşu hakları, köle hakları, yetim hakları ve yetimlerle ilişkiler, köle hakları ve kölelere ilişkiler, insanlarla iletişimde hoşgörü ve iyi muamelede bulunmak, güzel ahlak, büyüklere hürmet, küçüklere muhabbet, hayvanlara karşı merhametli olmak, küslüğün ve hakaretin zemmedilmesi, yumuşak huylu olmak, hasta ziyareti, kibrin ve gıybetin zemmi, misafir ağırlama, hapşırma ve esneme, musafaha ve kucaklaşma, selam verme, izin isteme, oturma ve meclis adabı, uyuma adabı, düğün ve davetler.

Görüldüğü üzere kitapta bir Müslümanın hayatının her anını kapsayacak bütün konuları ihtiva eden hadis-i şerifler yer almakta ve kitap bu haliyle Rasûlullah ﷺ Efendimizin ahlakını anlama ve yaşama imkânı sunmaktadır. Ayrıca kitabın ihtiva ettiği konular ve hadisler bakımından örnek bir ders kitabı hüviyetinde olduğunu da söylemek doğru olur.

Son olarak İmam Buhârî’nin bu kitabı M.Yaşar Kandemir tarafından dilimize tercüme edildiğini ve 2017 yılında neşredildiğini hatırlatmış olalım.


* Arş. Gör., Aksaray Üniversitesi İslami İlimler Fakültesi.

[1] Kettânî, Hadis Literatürü, çev. Yusuf Özbek (İstanbul: İz Yayıncılık, 1994), s. 76.