İçeriğe geç
Anasayfa » HAFIZ AHMET ŞAKİR EFENDİ

HAFIZ AHMET ŞAKİR EFENDİ

Tahsili ve görevleri:

Hâfız Ahmet Şâkir Efendi İstanbulludur. Babası Safranbolulu Halil Efendi’dir. Şâkir Efendi gözlerindeki şaşılık nedeniyle “Şaşı Hafız” lakabıyla meşhur olmuştur.

Rusçuklu Mustafa Efendi, Vezir Şirvânî-zâde Rüşdü Paşa (ö. 1291) ve İstanbullu Hafız Mehmet Galip Efendi (ö. 1286) gibi âlimlerden ilim tahsil etmiştir. Yine Trabluslu Ebu’l-Kâsım b. Muhammed el-Ezherî (ö. 1298)’den Sahîh-i Buhâri’nin tamamını ve Sahîh-i Müslim’in de bir kısmını okumuştur. Vefatına kadar da Fatih Askeri Rüşdiyesi’nde Arapça derslerini okutmuştur. Talebelerinden Amasyalı Kadı Kara Ömer’e göre Ahmet Şakir Efendi, Sâdüddin Teftâzânî ve Seyyid Şerif Cürcânî seviyesinde bir âlimdi. Arap dili ve edebiyatı, kelam, fıkıh usulü, mantık vb. ilimlerde temel kitapları okutmuştur. Hariri’nin Makâmât’ı ve Zemahşerî’nin Esâsü’l-belâga’sı bunlardandır.

1876’da Sırplarla yapılan savaşta 3. İlmiye Taburu’nda binbaşı rütbesiyle vazife yapmıştır. Ömrünün sonunda kendisine Mısır kadılığı teklif edilmiş, fakat hoca efendi yaşının ilerlediğini gerekçe göstererek bu görevden affını istemiştir.

Talebeleri:

Bursalı Mehmet Tahir Efendi’ye göre, Hâfız Ahmet Şâkir Efendi son dönem Osmanlı ulemâsı içinde en çok talebe yetiştiren âlimdir. Üç defa toplu icazet vermiştir. Birinci merasimde 300’den fazla talebeye icazet verirken, ikincisinde 150’den fazla, Yavuz Selim Camisi’nde düzenlenen üçüncü merasimde ise 60 civarında talebeye icazet vermiştir. Ahmet Şâkir Efendi’nin 500’ü aşkın bu talebeleri arasından birçok şeyhülislam, kadı, müftü ve müderris çıkmıştır. Talebelerinin bir kısmı şunlardır:

  1. Eğinli (Kemaliyeli) Hafız İbrahim Hakkı Efendi (ö. 1311/1894)
  2. Alasonyalı Ali Zeynelâbidin (m. 1336)
  3. Batumlu Hafız Mehmet Said (Bakırcı Hacı Hafız lakaplı) (ö. 1330)
  4. Batumlu Hafız Abdüllatif (ö. 1346): Hafız Mehmet Said’in kardeşidir.
  5. Amasyalı Kadı Kara Ömer
  6. Hacı Ahmet Çayırlı
  7. Dağıstanlı Abdülfettah
  8. Çarşambalı Ahmet Hamdi
  9. Sirozlu Hacı Eyüp
  10. Tokatlı Mehmet Şakir
  11. Karlalı Hacı Hüseyin
  12. Şeyhülislam Erzurumlu Musa Kazım Efendi (ö. 1920)
  13. Şeyhülislam Mehmet Nuri Efendi (ö. 1927)
  14. Nâzır Mahmud Esad (ö. 1918)
  15. İzmirli İsmail Hakkı Efendi (ö. 1946)

Eserleri:

Ahmet Şâkir Efendi yukarıda da ifade edildiği gibi, ömrünü talebe yetiştirmeye adamış bir âlimdir. Bu sebeple çok fazla eser telif etmeye vakit bulamamıştır. Ancak nahiv (Arapça dilbilgisi) ilminde telif ettiği Tabsıratü’t-tullâb fî ilmi’l-iʻrâb isimli eseri, önemli bir çalışmadır. Bu eser Sadi Çöğenli ve Kenan Demirayak tarafından tahkik edilerek neşredilmiştir (Erzurum, 1999). Yine fıkıh usulünün temel eserlerinden olan Molla Hüsrev (ö. 885/1481)’in Mir’âtu’l-usûl isimli kitap üzerine talikat yazmıştır.

Güzel ahlâkı ve tevâzusu:

Ahmet Şâkir Efendi tevâzu sahibi bir âlimdi, büyüklere de çok hürmet ederdi. Halk da kendisine aşırı saygı gösterirdi. O, çarşıdan geçerken insanlar onunla selamlaşmak için sıraya girerlerdi. Bu sırada kimseye elini öptürmediği gibi, elindeki filesini de birisinin taşımasına müsaade etmezdi. Yaz tatilinde memleketlerine giden talebeler, hocaları Ahmet Şâkir Efendi’yi ziyaret ederek vedalaşırlardı. Bu ziyaret esnasında hocaları da onlara bazı tavsiyelerde bulunurdu.

Aşevinde kahvaltı yapıyor:

İstanbul Yavuz Selim Camisi’nin yanında bir aşevi vardı. Fakir talebeler, her gün sabah namazından sonra buraya gelirler ve bir ekmekle birlikte çorba içerlerdi. Ahmet Şakir Efendi, birçok fakir talebenin, gurur yaparak buraya kahvaltıya gelmediklerini duyar. Bunun üzerine her sabah aşevine gelip, burada talebelerle birlikte yere bağdaş kurup, çorba içemeye başlar. Amacı buraya gelmeyen fakir talebeleri teşvik etmektir. İnsanların hürmet ettiği ve sevdiği büyük bir hocanın, her gün bu aşevinde çorba içtiğini duyan fakir talebeler de kahvaltı etmek için buraya gelmeye başlarlar. Artık burası sabahları talebelerle dolup taşan bir aşevi olur.

Vefatı:

Ahmet Şâkir Efendi, 24 Ramazan 1315 (16 Şubat 1898) yılında 80 yaşında vefat etmiş ve Fatih Cami haziresine defnedilmiştir. ü

Kaynaklar: Bursalı Mehmet Tahir, Osmanlı Müellifleri, Matbaa-i Âmire, İstanbul 1333, I, 340-341; Muhammed Zâhid b. el-Hasan el-Kevserî, et-Tahrîru’l-vecîz fîmâ yebtegîhi’l-müstecîz, nşr. Abdülfettâh Ebû Gudde, s. 52-56.