Komşu hakkı; ana baba, hısım, akraba hakları kadar mühim bir haktır. Onun için bizim büyüklerimiz demişler ki; ev alma komşu al. Komşu hakkı bazen, akraba haklarından üstündür ve komşu komşuya akrabadan daha yakındır. Çünkü akrabaların her birisi bir yerdedir, fakat komşu yanı başındadır. Her zaman imdada, yardıma gelebilir. Onun için komşu hakkı, hakların pek mühimlerindendir. Bu hakları tanımayanların akıbetleri hüsrandadır.
Sizlere komşu hakkındaki Buhârî ve Müslim’in zikrettikleri hadîs-i şerifi mealen nakledeyim:
“Her kim Allah’a iman ediyor ve ahiret gününe inanıyorsa komşusuna ikram etsin ve yine her kim Allah’a iman ediyor ve ahiret gününe inanıyorsa misafirine ikram etsin ve yine her kim Allah’a iman ediyor ve ahiret gününe inanıyorsa hayır söylesin veya sükût etsin.”
Komşu hakkı hakkında başka bir şey yazmaya lüzum yok. İmanı olana bu kâfidir. Bununla beraber şunu da zikredelim; komşu ile zina, on kadınla zinadan ve komşu malını çalmak, on ev soymaktan daha beterdir.
Buhârî ve Müslim’in Ebû Hureyre (r.a) rivayetlerinde Rasûlullah (s.a.v) üç kere, “Allah’a yemin olsun ki iman etmiş olmaz.” demesi üzerine sahâbe-i kirâm hazretleri, “Kim o, ya Rasûlallah?” demişler. Buyurmuşlar ki: “Zulmünden, şerrinden emin olunmayan komşu.”
Kul, mü’min-i kâmil olamaz, onun komşusu kulun zulmünden, cefasından, eziyetinden emin olmadıkça. Onlara nasihat etmemek de eziyetten sayılmıştır. Ne kadar güzel bir tabir; insan herkese faydalı kişi demektir. Komşusuna faydalı olabilmek yalnız ona ikram ve ihsan değil aynı zamanda apaçık görülen hatalara karşı gizlice ve münasip şekilde tatlıca, güzel nasihat ve sohbetlerde bulunmak mü’minlerin üzerine borç olmaktadır.
Âmir’in (r.a) oğlu Abdullah’tan rivayet edilmektedir: “Rasûl-i Ekrem (s.a.v) bir gazaya çıkarlarken buyurdular ki; “Bugün bizimle beraber olmasın, o kimse ki, komşusuna eza etmiştir.” Cemaatin içinden bir adam çıkıp dedi ki, “Ben komşumun duvarına işedim.” Buyurdular ki; “Sen bugün bizimle gelme.”
Malumdur ki, harpler hemen öyle büyük kuvvetlerle ve malzemelerle elde edilemez. Allah Teâlâ’nın rahmeti, salih olmayan kavmin üzerine nazil olmaz. Onlara Allah’tan nusret ve yardım da gelmez. İşte bizler senelerden beri düşmanlar ve kâfirler üzerine Nusret ve yardım isteriz, bunun için hemen her gün dua ederiz de, demek duamız hiç de kabul olmuyor. Düşmanlarımıza karşı daima boynu bükük ve daima onların yardımlarını istemekteyiz. Bugün bile onlara yine milyarlarca borcumuz olduğunu da işitmekteyiz. Bu da bizim için yüz karası olarak yetmez mi dersiniz?
Peygamberimiz’in dualarından birisi de “Ya Rab, kötü komşudan sana sığınırım. Bahusus daimi ikametgahtakilerden.” Çadırlarda ve göçebe hali yaşayanlar bir müddet sonra yerlerini terk edip başka yerlere giderler. Onun için o çadırda yaşayanlar yazın bir yerde gezerler de o kadar zararlı olamazlar. Fakat daimi oturduğu evden çıkıp gitmek kolay mı? Onun için oralardaki kötü komşulardan Allah’a sığınmak gerektiğini bizlere bildirmiş oluyor.
Ebû Hureyre’nin rivayeti pek mühimdir:
“Rasûl-i Ekrem (s.a.v) Hazretleri buyurdular ki; “ Kim benim söyleyeceğim kelimeleri alır ve onunla amel eder veya amel edecek birisine onları öğretir?” Ben dedim ki, ben alırım ya Rasûlallah. O zaman Rasûlullah (s.a.v) Hazretleri benim elimden tuttu da beş şeyi saydı ve dedi ki: “Allah’tan kork, haram olan şeyleri işlemekten kork; o zaman nâsın en âbidi olursun. (Zira bir zerre haramı terk, yer gök ehlinin sevabından hayırlıdır, buyrulmuştur. Bunları izaha hacet yoktur zannederim.) Allah’ın taksimine razı ol ki, nâsın en zengini olasın. Komşuna ihsanda bulun ki, mü’min olasın. Nefsin için sevdiğin şeyleri insanlar için de sev ki, Müslüman olasın. Çok gülme; muhakkak çok gülmek kalbi öldürür.”
İnsanın sâlih bir komşusu olması da kişinin saadetindendir. Ve bir de iyi bir bineği olması ve bir de geniş bir evi olması. (Diğer hadiste bir de sâlih bir hanımının bulunması ilave edilmiştir.)
Sâlih bir Müslüman kişi, komşularından yüz haneye gelecek belaları def eder, buyrulmuştur. Onun için, ev alma komşu al. Böyle sâlih bir kimseye komşu olmak, doğrusu pek büyük bir devlettir. Herkesin de böyle olmasını gönül her zaman istemektedir. Komşunun kötüsünden de Allah’a sığınmak gerektir ki, iyilik görünce onu saklar. Eğer fenalık görecek olsa onu da yayar
Dünya komşusundan kaçıp kurtulmak mümkündür. Fakat mezardaki komşusu kötü olanın var haline! Allah Teâlâ muînimiz olsun, âmîn!
* Mehmed Zâhid Kotku Hazretleri’nin Ana Baba Hakları isimli eserinden ihtisar edilmiştir.