İçeriğe geç
Anasayfa » NE DOĞU NE BATI

NE DOĞU NE BATI

“Yönümüzü batıya mı dönelim yoksa doğuya mı dönelim” diyen ve bu uğurda milleti kamplara ayıran, kendi yanında olamayanları hainlikle suçlayanlara karşı “Doğu da batı da Allahındır(Bakara, 2/142) deyip dünyadaki bütün insanları Allah için kucaklamaya çalışalım.

Sevgili peygamberimiz: “Bütün iller Allahın, bütün kullar Allahın” (Ahmed,Müsned 1/166) buyurmuş.

Doğu kime göre doğu? Batı kime göre batı? Bize göre İran doğu iken, Hindistan’a göre batıdır.

Biz, İran’a göre batıyız, Yunanistan’a göre doğuyuz.

Japonya, Amerika’nın batısında, Kore’nin doğusundadır.

Doğrular ve yanlışlar vardır. Doğru bir şeyi doğulu yapsa da o doğrudur, batılı yapsa da doğrudur.

Doğrular da evrensel olmalıdır. Evrensel doğruyu koymak ise evreni yaratana aittir.

Doğruları belirleme yetkisini Şaron’a verirsek, ona göre yeryüzünde bir tek Müslüman kalmaması en doğrudur. Yahudi olmayanları öldürememişse etraflarını Çin seddi gibi kuşatmak ve Getto hapishanesine atmak doğrudur.

Ahlaksız ilişkisini banta alıp yayınlayanların ahlaksız kişiler olduğunu söyleyen kadına göre kendi yaptığı doğru, yayıncınınki yanlış.

“Peki, ama Evrensel değerleri kim belirleyecek?”

İçtiğimiz suyun, soluduğumuz havanın, kokladığımız çiçeğin, yediğimiz buğdayın kanununu kim koyduysa, özetle evreni kim yarattıysa evrensel değerleri de o belirler. Yaratmayan, kendisi yaratılan biri kendisi gibi yaratılan hakkında değer biçerse bu hakiki değer olmaz, izafi değer olur.

Rabbimiz bize evrensel değerlerden bir kısmını Bakara süresinin 177. ayetinde özetleyivermiş.

“Yüzlerinizi doğu ve batı tarafına çevirmeniz iyilik değildir. İyilik ancak Allah’a, ahiret gü­nüne, meleklere, kitaba, peygamberlere iman eden, çok sevdiği malını, yakınlarına, yetimlere, yoksullara, yolda kalmışlara, dilenen­lere ve kölelerin hürriyetine kavuşması için veren, namaz kılan, zekât veren, söz verdiklerinde sözlerini yerine getiren, zor ve dar zamanlarda ve savaş anında sab­redenler(in yaptığı)’dir. İşte doğru olanlar onlardır. Ve işte Allah’tan sakınan da onlardır.”

Bir insanın dünya vatandaşı olabilecek bir kıvama gelmesi için önce dünyayı yaratan Allah’a iman etmesi gerekir.

Rabbimiz, Nur sûresinin 35. ayetinde doğulu ve batılı olmayan bir nurdan, ilahi nurdan bahseder.

Güneş doğulu da değildir, batılı da değildir ama hem doğuluları hem de batılıları ısıtır ve ışıtır. Güneşi yaratan Rabbimizin kelamı olan Kur’an-ı Kerim de doğulu da batılı da değildir.

Altı milyar insanı aydınlatsın, onlara yol göstersin diye indirilen Kitabımıza gönüllerimizi açarsak, bu dünyada evrenseli yakalamış oluruz.