İçeriğe geç

Arapça’da sevgilinin zülfünün bir teline şa’r denir. Ş harfinin önüne a harfi getirirseniz zülfünün teli olur. İ harfi getirirseniz şiir olur, u harfi getirirseniz şuur olur. Hepsinde de dikkat, incelik manası vardık.

Şair, kılı kırka yaran, kırk parçadan bir beyit ören adamdır.

Hissetme melekesi herkese oranlı bir şekilde verilmiştir. Ancak bir kısım insanlar o şuuru gaflet perdesi veya şehvet, şöhret, lezzet, gelenek perdeleriyle kapatır

Şuur, göz, kulak, dil, burun ve el gibi organlardan içeri girenlerden fark ettiği veya fark etmeden kaydettiği şeyleri işleyerek bir bilince varma işidir.

Gözlerimizin, kulaklarımızın ve diğer organlarımızın sınırlı gücünün yaşlandıkça azaldığını biliyoruz. Onun için şuurumuz da sınırlı güce sahiptir.

Onu güçlendirmek için Rabbin vahyinden güç alınmalıdır.

Ahireti inkâr edenler ve “Biz yaşar ve ölür yok oluruz” diyenlerin gözü yalnız maddeyi gördüğünden, ufku da maddeyle sınırlı olduğundan, bilinci açılmadan gider bu dünyadan.

Hem Müslümanları hem kâfirleri idare etmeye çalışan, kâfirler adına ajanlık yapan, Müslümanların yanında ben de Müslümanım diyenlerin şuursuz olduğunu haber verir Rabbimiz.[1]

Onun şuurunu kapatan şey dünyadaki çıkarlarıdır ama Müslümanlarla kâfirler barış anlaşması yapınca ortada kalıveriyorlar. Ne o tarafa ne bu tarafa gidebiliyorlar ve dünyevî çıkarları da zedeleniyor.

Günümüzde ülkeler karşılıklı bilgi alış-verişi anlaşması imzaladıklarında karşılıklı olarak münafık satışı yaparlar.

Kedinin bülbülü bir çiğnemlik et olarak gördüğü gibi kapitalist göz de bütün dünyayı kendi malı olarak görür ve malına girenleri öldürmekle iyilik yaptığı kanaatine varırmış.[2]

Fatiha süresinde “Daaalliiin” olarak tarif edilen ehli kitap Yahudi ve Hıristiyanların, kendileri eğri yolda yürürken şaşının doğruyu eğri gördüğü gibi Müslümanları doğrultmaya çalıştığını ama asıl kendilerinin sapık oldukları halde bunun şuurunda olmadıklarını haber verir Rabbimiz.[3]

En’am sûresinin 26. ayetinde Rabbimiz “Oysa insanları Kur’an’dan men ederler, kendileri de ondan uzakla­şırlar, onlar an­cak kendi­lerini helâk ederler de şuurunda olamazlar” buyurarak bu şuursuzların Kur’an düşmanlığının zararının önce kendilerine olacağını ama fark edemeyeceklerini haber verir.

Atların yularında gözlerinin iki tarafında gözlerini kapatan ve yalnız önünü gösteren perdeleri vardır.

İnsanların da şuur perdelerini sayıvermiş Rabbimiz yukarda sûre ve ayet numaraları verilen ayetlerde.

İnsanın şuurunu örten yalnız uyuşturucular değildir.

Makam, rütbe, mal, şan, şöhret, şehvet, unvan bütün bunları hayatın tek hedefi haline getirirseniz, şuurunuz kapanır ve ona kavuşmak için ana-baba, kardeş, dost, akraba hepsini feda edersiniz de şuurunda olamazsınız.

 

[1] Bkz. Bakara 2/8-12

[2] Bkz. Bakara 2/11-12

[3] Bkz. Âl-i İmran 3/69