Çocuklarımız uzun bir tatile girdi. Gezip dolaşacak, dinlenecekler. Şimdi anne babalar için vazife saati çaldı. Bu vazife ilk önce disiplin ister. Çocuk evinde düzenli bir hayat takip etmelidir.
Yatma, kalkma, ibadet etme, çalışma saatleri sizlerin de yakın ilginizle kesin sûrette tayin ve tespit edilecektir.
Çocuğunuzun daha fazla sizlerle birlikte olduğu bu günlerde ev hayatı programının çocuk tarafından özenle uygulanmasına bizzat nezaret edeceksiniz.
Kendisini değerlendireceksiniz. İhtiyaçları ile yakından ilgileneceksiniz. Sevgide ifrata varmayan bir şefkatle onu takip edeceksiniz.
Beğendiğiniz davranışlarınızda takdirinizi ifade edecek, yanlışlarında duygularına hitap ederek onu güzel davranışlara yönlendireceksiniz.
Çocuğu kırmayacak, azarlamayacaksınız. Onun sizden sevgi beklemesi hakkıdır. Yersiz tehdit ve baskıyla çocuğu terbiye etmeye kalkışmak büyük bir hatadır.
Onu okşayacak, hatalarını da izzet-i nefsini kırmadan söyleyeceksiniz.
Çocuğunuzun evden çıkma ve eve dönme saatlerine dikkat edeceksiniz.
Eve bir gün geç dönse derhal sebebini soracak, araştıracaksınız. Çocuğu korkutmayacaksınız. Korku onu yalana alıştırabilir. Siz geceleri gezmeye giderken çocuğu evde yalnız bırakmayacaksınız. Evde kendisiyle kalacak kimse yoksa bu gezmeden vazgeçeceksiniz.
Çocuğun arkadaşlarını yakından tanıyacaksınız. Evde bizzat sizler çocuğa iyi örnek olacaksınız. Onun yanında geçimden vesâireden bahsetmeyeceksiniz. Anne baba arasında büyük anlaşmazlıklar olsa bile çocuğun yanında neşeli olmaya çalışacaksınız. Onun malzemelerini, elbisesini iyi koruyabilmesi için sizler bizzat örnek olacaksınız. Tasarrufa riayeti yine bu şartlarla öğreteceksiniz. Cimrilik yoluna sapmadan şuurlu para biriktirme kabiliyetini kendisine aşılayacaksınız.
Anne ve baba ikinizde çocuğun terbiye ve tahsili konusunda tam bir görüş ve anlayış birliği göstereceksiniz. Çocuğu sokak çevresinin kötü etkilerinden korumaya son derece dikkat edeceksiniz. Aile efradının çocuğa davranışları aynı olacak. Büyük anne onu şımartmayacak, babası ona şiddet uygulamayacaktır. Anne, çocuğun hiçbir hareketini babadan gizlemeyecek, her şeyi olduğu gibi söyleyecek ve verilecek karar ortak olacak… Çocuğun arzularını, isteklerini dinleyecek, yapılması uygun olanları yerine getirmeye çalışacaksınız. Beğenilmeyen arzuların niçin beğenilmediğini ve bu arzulardan ne gibi kötü sonuçlar doğabileceği ona uygun bir dille anlatılacak. Çocuğa karşı daima adil davranacaksınız, haksızlık yapmayacaksınız. Bunun karşısında sabırlı ve tahammüllü olacaksınız. Gereksiz yere kızmayacak, bağırmayacaksınız.
Onun konuşmasını dikkatle dinleyecek, sorularına usanç göstermeden uygun cevaplar vereceksiniz. Gıdasıyla çok yakından alâkadar olacaksınız ve kendisine zamanında yiyip içme alışkanlığını kazandıracaksınız.
Çocuk size en geniş ölçüde güvenecek ve sizden vefa bekleyecektir. Ona emir ve yasaklarınız kesin olacak, şimdi sevip beş dakika sonra azarlamayacaksınız. En sinirli zamanınızda dahi onun herhangi bir başvurusunu sakin ve güler yüzle karşılayacaksınız. Çocuk sizi en sevgili önder bilir. Kendisinin size dönük sevgisinden bir şey kaybetmemeye çalışınız. Çocuğun yalan söylemesine meydan vermeyiniz. Yalana alışan, bütün kötülüklere kendini verebilir.
Okuyacağı kitaplar hususunda seçici davranınız. Çocuğu evde ufak bir kütüphane sahibi olmaya teşvik ediniz, hediyeleriniz daha çok çocuğun okulu ve dersleriyle alâkalı olsun. Bazı aileler çocuğu bir hocaya, bir kursa veya okula yolladıktan sonra evce, ailece yapılacak bir iş kalmadığını sanır.
Ev, disiplinli bir yaşayışa en canlı bir sahne olmalıdır. Baba, babalık; anne, annelik vazifelerini lâyıkıyla yapıyorsa ve çocuk temeli sevgi ve saygıya dayanan bir aile yuvasında ise o evde saadet vardır ve çocuk huzur içerisindedir.
Geçimsiz ailelerde çocuk hem ızdıraplı hem de bir ızdırap konusudur.
Aile geçimsizliklerinin çocuğa intikal etmemesi hususunda büyüklere düşen fedakârlıklar vardır. Çocuk, içinde aile üzüntüsü taşırsa hayatta kendinden beklenen şeyleri yerine getiremez. Bazı ailelerde çocuk anne tarafından babaya karşı veya baba tarafından anne üzerine taraf tutarak bir kayırma görmektedir. Bu hareket en kötü bir düşünüz ve anlayışın mahsulüdür.
Çocuk, anne ve babanın veya her ikisinin arzu ve heveslerini tatmin vasıtası değildir. Onu lâyık olduğu mevkide görmek ve o mevkie yükseltmek ailenin başta gelen vazifelerinden biridir.
Çocuğu kötülüklerden korumanın şartları, olumlu ve verimli ilgi ve her tehlikeyi vaktinden önce sezerek ona karşı tedbirler almaktır.
Çocuğun lâubâli olmaması için evdekilerin birbirlerine karşı sevgili ve saygılı olması lazımdır. İhmalci bir baba ile kayıtsız bir anne veya haşin bir baba ile gereğinden fazla bir anne çocuğa yön tayin edemez. Babanın şuurlu otoritesi, annenin disiplinli sevgisi evde dengeyi temin eder.
Çocuğu sevip okşamak, onun arzularını yerine getirmek kâfi değildir. Çocuklarımız için yaşayalım demenin gerçek manası onları lâyık oldukları istikbale kavuşturmaktır.
Annelik, babalık birer sanattır. Bu sanatın bütün gerekleri dikkat ve ustalıkla uygulanırsa çocuk o yuvada mesut bir unsur olur. Aksi oluyor ise aile bu konuda büyük bir hüsranla karşılaşır. Evlâd yüzünden çekilen ızdırap, ızdırapların en büyüğüdür ve aile yüreğinin daima kanayan yarasıdır.
Bizim hakîkî varlığımız ve en kıymetli servetimiz çocuklarımızdır.
Sözleri dikkatle dinlememiz gereken bir ayet-i kerime ve hadis-i şerif mealiyle noktalayalım:
“Ey iman edenler! Gerek kendilerinizi gerek ailenizi (çoluk çocuğunuzu) öyle bir ateşten koruyun ki; onu yakacağı insan ve taştır. (O ateşin) üzerinde iri gövdeli sert huylu melekler vardır (memurdur) ki; onlar Allah’ın kendilerine emrettiği şeylere asla isyan etmezler. (İleride) emrolunacakları şeyi de yaparlar.” (Tahrîm, 6)
Peygamber Efendimiz (s.a.v) buyuruyorlar ki:
“Çocuklarınızı kendi hallerine bırakmayınız, (dinî) edeb (ve terbiye)lerini güzelce veriniz.”