Herkes bulantı duygusunu yaşamıştır ve çoğu zaman kusmanın habercisi olduğunu bilinir.
Bulantı,
- Gastointestinal sistemden gelen irite edici uyarılardan.
- Araç tutması ile ilgili daha alt beyin merkezlerinden kaynaklanan uyarılardan veya
- Kusmayı başlatacak beyin karteksi ile ilgili uyarılardan kaynaklanabilir.
Kusma, mide içeriğinin kuvvetli bir refleks ile yemek borusu ve ağız yoluyla dışarı atılımıdır. Kusma geniş bir spektrum içinde bulunan birçok sistemik hastalık ya da emosyonel bozuklukta bir semptom olarak karşımıza çıkabilir.
Organik hastalıklardaki kusma belirli bir yapıda karşımıza çıkar. İlk gözlenen iştah kaybıdır (anoreksi), kısa bir süre sonra kusma hissi (bulantı) ortaya çıkar. Bu olayları kusma (emezis) izler. Bu basamaklar arasındaki süre oldukça değişkendir. Kusma başlamadan önce altta yatan bozukluğun düzeltilmesi durumunda, bulantı ve iştah kaybı geri döner ve kusma oluşmaz.
Bulantı ve kusma; İntestinal opstrüksiyon, santral sinir sistemi rahatsızlıkları, infeksiyonlar, ilaçlar, karın içi viseral organların ağrılarında metabolik bozukluklar, gebelik ve psikiyatrik bozukluklar gibi çok geniş bir hastalık yelpazesinde karşımıza çıkmaktadır.
Bulantı ve kusmanın karekteristik özelliklerinin iyi belirlenmesi, tanıya ulaşmada oldukça yardımcı olacaktır. Özellikle dikkatli alınmış bir hasta öyküsü ve sistemik olarak yapılan fizik muayenesi, bulantı ve kusmanın öneminin belirlenmesi, diğer semptomlar ile ilişkisinin değerlendirilmesi ve sonuçta altta yatan bozukluğun aydınlatılmasındaki rolü büyüktür. Bulantı, kusma ile ilişkisi en az altı semptom sorgulanmalıdır.
1- Kusmanın sıklığı, süresi, şiddeti ve yemek ile ilişkisi;
2- Ateşin kusmaya eşlik edip etmediği;
3- İshal, karın ağrısı gibi eşlik eden başka semptom olup, olmadığı;
4- İlaç öyküsü;
5- Kusulan materyalin niteliği;
6- Eşlik eden başka bir hastalık olup, olmadığı;
Öyküdeki semptomlar, dikkatli bir fizik muayene ve bunlarla bağlantılı laboratuar testleri bir arada değerlendirildiğinde klinisyene yol gösterici olacaktır.
Barsak obstrüksiyonuna bağlı kusmalarda: Kusmanın karakteri ve eşlik eden semptomların çeşitliliği, opstrüksiyonun (tıkanıklılığın) gelişme hızına ve etkilenen barsak seğmentine bağlı olarak değişebilir. Mide çıkış bölgesindeki bir opstrüksiyonda kusulan materyalde safra olmadığı görülür yine tıkanıklık oluşturan lezyon bir ülser nedbe dokusuna bağlı olabileceği gibi malign seyirli kansere bağlıda olabilir. Bu durumda kilo kaybı, iştahsızlık, kanlı kusma gibi semptomlar olabilir.
İnce barsak orjinli tıkanıklılıklarda genellikle akut bir tabloya neden olur, karında gerginlik, distansiyon ve kolit tarzı göbek çevresinde ağrı ile beraber safralı basrak muhtevası kusulur. Ağrısız peryotlar ve kusma sonrası ağrıda azalma olur. Opstrüksiyona sebep olan en sık neden önceki cerrahi girişimler bağlı adezyon bantlarıdır (yapışıklıklardır).
Eğer opstrüksiyon (tıkanıklık) daha distalde kalın barsak düzeyinde ise ağrı karnın daha alt kısımlarında veya epigastrik bölge dediğimiz göbek üstü bölgede olur. Kusulan materyalin görüntüsü ve kokusu dışkıya benzer. Bu özellik kolon opstrüksiyonu için tanı koydurucudur.
Santral sinir sistemi bozukluklarında(beyinle ilgili); Kafa içi basınç artışına yol açan intrakraniyal yer kaplayan oluşumlardır. Bu durumda kusma ani projektil olabilir. Baş agrısı her zaman bu bu tabloya eşlik etmeyebilir. Fizik muayene göz dibinde papilödem ve nörolojik bulgular saptanabilir. Menejitte kusmalar sık görülür, diğer ateş hastalıklarda görülenlere benzer karakterdedir. Bunun dışında meniere hastalığı ve migren tipi bağ agrısı yapan hastalıklarda da bulantı ve kusma gözlenebilir.
İnfeksiyonlar: Bakteriyel gastroenteritte, bulantıya ateş ve ishal eşlik eder. Bu tablo bakteri toksinlerine veya bakterileri içeren besinlerin alınması ile oluşur. Toksinlerin veya bakterilerin bulaştığı gıdanın alınmasında 2-6 saat sonra semptomlar belirginleşir. Aynı besini tüketenlerde, benzer klinik tablonun gözlenmesi ile tanıya ulaşılır. Yine akut viral hepatitlerde ateş olmadan veya minimal ateşle beraber bulantı günlerce sürebilir.
Bazı ilaçların yüksek dozda kullanılması, abdominal organların neoplazm veya inflamatuvar hücreler tarafından infiltrasyonu obstrüksiyona neden olmasa bile bulantı kusmaya neden olabilir.
Metabolik bozuluklar: Üremide(akut ve kronik böbrek yetmezliği) ketoasidozda(kan şekerinin aşırı yükselmesi sonuçunda görülen tablo), addison hastalığında sıklıkla bulantı, kusma görülür.
Gebelik: Gebelerin {e0a8e66316dc8f5d591ba55bcacf7338a4d87a0882161bf818f1807d6da55e8f}90’ında, gebeliğin ilk 12 haftasında sabah bulantıları vardır.
Psikiyatrik bozukluklar: Anoreksiya nervoza örneğinde olduğu gibi yeme bozukluklarında, akut anksiyete, depresyon gibi durumlarda bulantı kusma görülür. Bulantı, iştahsızlıkla birlikte değilse veya bulantı dönemi içinde kilo kaybı olmayıp, hatta kilo alınıyor ise, organik bir hastalık geri planda düşünülmelidir.
Şartlanmış refleksler: Kan görmek, çürümüş et gibi bazı kokular hassas kişilerde bulantı, kumaya yol açabilir. Taşıt tutmasında görülen bulantı kusmalarda şartlanma yaygındır.
BULANTI-KUSMASI OLAN OLGUYA YAKLAŞIM
Akut kusma (1veya 2 gün sürer) genellikle infeksiyonlar, ilaçlar, oral alınan toksinler veya üremi ve diabetik ketoasidozda olduğu gibi endojen toksinlerle ortaya çıkar. Kronik kusma (1 haftadan fazla sürer) ise daha çok uzun süreli tıbbı ve psikiyatrik durumlarda gözlenir. Hemen yemeklerden sonra ortaya çıkan kusma mide çıkımı obstrüksiyonunda veya kolesistit (safra kesesi iltabı), pankretit (pankreas bezi iltabı) gibi inflamatuvar durumlarda gözlenir. Yemekten sonra geç ortaya çıkan kusma daha çok gastroparezis veya daha distal obstrüksiyonlar için karekteristiktir. Psikojenik kusma hemen yemek sonrası görülebilir. Ancak bu hastaların birçoğu kusmak için tuvalet veya lavoba gibi uygun bir yer buluncaya kadar kendilerini kontrol edebilirler. Sabah erken saatlerde olan kusmalar gebelikte olduğu gibi endokrin orjinli kusmalara özgüdür. Özefajit ve peptik ülserde yemek yenilmesi bulantının rahatlamasına neden olabilir.
Kusulan materyalin karakteri de tanımsal ipucları sağlayabilir. Sindirilmemiş gıdaların kusulması, kusulan materyalde safra, kan olup, olmamasıda hastalık hakınnda bizlere ipucları verebilir.
Kusma ile birlikte bulunan diğer semptomlarda sorgulanmalıdır. Ülserlerde, opstrüksiyonlarda ve inflamatuvar olaylarda kusmaya ağrı eşlik eder. İshal, ateş veya miyalji varlığı olası infeksiyonu düşündürür. Kronik kusma bulunan birçok hastada kilo kaybı gözlenirken, psikojenik kusmalı olguların çoğunda vücut ağırlığı korunur. Baş ağrısı, görme bozukluğu, mental durum değişikliği ve ense sertliği genellikle santral sinir sistemine ait patolojilerde ortaya çıkar. Çarpıntı ve mukozolarda kuruluk şiddetli dehitratasyonda(sıvı kayıplarına) izlenir.
Kusmaya bağlı bazı komplikasyonlarda gelişebilir. Akut kusma ile yemek borusu alt ucu mukozasında hasara bağlı kanmalar görülebilir. Yine bilinci kapalı nörolojik hastalığı olanlarda kusulan materyalin solunum yollarına kaçması sonucu aspirasyon pnömonileri gelişebilir. Uzun süreli kusmalarda vücutun konpanze edebileceğinden fazla miktarlarda sıvı ve elektrolit kaybına neden olarak, özelikle çocuklarda ve yaşlı hastalarda ölümlere yol açabilir.
Dikkatli bir fizik muayene ile hem hastalığın şiddeti belirlenebilir, hem de önemli tanısal bulgular elde edilebilir.
Fizik muayene elde edilen bilgilere göre uygun laboratuvar testleri istenir.
Tedavi: Öncelikle klinik durumun ciddiyeti tespit edilmelir.
Bulantı ve kusmanın başarı tedavisi, alt yatan hastalığın ve sebebin tedavsidir. Ancak bulantı ve kusma oldukça rahatsız edici semptomlardır ve altta yatan hastalığın daha da ağırlaşmasına bazen ölüm ile sonuçlanmasına neden olabilir. Bulantı ve kusma tedavisinde 3 aşama söz konusudur:
1- Altta yatan hastalığın tanımlanması ve tedavi edilmesi
2-Kan, sıvı elektrolit açıklarının giderilmesi, vücudun hayati fonksiyonlarının(vital fonksiyonlar) devamının sağlanması
3- Antiemetikler(bulantı önleyici) kullanılarak bulantı ve kusmanın semptomatik tedavisidir.