İçeriğe geç
Anasayfa » DÜNYANIN EN GÜZEL MANZARASI LİYAKATLİ İNSAN

DÜNYANIN EN GÜZEL MANZARASI LİYAKATLİ İNSAN

Liyakat; uygun düşmek, yaraşır olmak demektir. Liyakat işbu manasıyla hikmet kavramına dair meşhur tanımla da paralellik arz eder. Bu tanıma göre hikmet; bir şeyi yerli yerine koymaktır. Bir şeyi yerli yerine koymak için tabi önce o şeyin kendisi hakkında sonra da durması gerektiği yer hakkında dosdoğru bir ilme sahip olmak gerekir. Söz gelimi bir züccaciyeci, bardağı da bilir bardağın ne işe yarayacağını da. Ama züccaciyecinin etrafında o kadar çok bardak olduğundan artık ona öyle gelir ki bardağın görebileceği başka işler de vardır. Bir gün gelir züccaciyecinin cereyana dayanamayan kâğıtlarını zapt u rabt altına alma işini üstlenir bir bardak. Bardak bu işi züccaciyecinin tahmin ettiği gibi çok iyi icra eder ve kâğıtlar artık cereyandan dolayı uçmaz.

Züccaciyeci elbette ki bardağın ne olduğunu ve ne amaçla üretildiğini bilir. İyi de buna rağmen o bardağa niçin bu vazife biçildi diye düşünüldüğünde karşımıza şunlar çıkar; evet bardağın bardak olduğu bilinmekteyse de bu gerçek göz ardı edilmiş ya da fark edilmemiştir. Böyle olunca da bardak doğru vazifeye memur edilmemiştir. Sonuç olarak bardağa hikmetle muamelede bulunulmamış ona layık olduğu şekilde davranılmamıştır. Zübde-i âlem olan insan da hizmetine sunulan kâinatta elbette bir yer kaplayacaktır. Kapladığı yer sahip olduğu kabiliyetlerini ve birikimini en güzel şekilde aktarabildiği bir yer ise işte o zaman seyrine doyulamayacak bir manzara karşımıza çıkacak demektir. Çünkü liyakatli insan gördüğü iş her neyse onu iyi bilen ve severek yapan kimsedir. Bilen ve seven kimseden sadır olan iş de mahlûkatın cisminden önce gönlüne, maddesinden önce manasına hitap eder. Gönüllere hitap edecek, yüzlerde tebessümlere vesile olacak işler yapan bir insanı görmek en basit tabiri ile gerçekten güzeldir. İnsan da tabiatı itibariyle güzele meyleder. Yemyeşil bir orman, cıvıl cıvıl kuş sesleri, bizlere aslımızı hatırlatan kokusuyla toprağa gönül huzuruyla bakmamız gibi. Çünkü hepsi yerli yerinde tam da olması gerektiği gibidir. Liyakatli insan ise bu güzel manzaraların belki hepsinden daha güzeldir. Zira insan anlayabilen ve anlatabilen bir varlıktır. Allah’ın engin rahmeti ve inayetiyle sahip olduğu kabiliyet ve birikimini çok geniş sahalarda hizmete dönüştürebilir. Yalnızca sergilemekle kalmayıp ayrıca üretebilir. Üstüne üstlük bunların hepsini iman dolu bir gönül ile Hak rızası için de yapabilir. Bunların hepsi bir araya geldiğinde ortaya çıkan fotoğrafın karşısına geçip şu cümleyi kursak herhalde yersiz olmaz:

Şu fani âlemde en güzel manzara, boşluk kabul etmeyen kâinatta layığı veçhile yer kaplayan insana aittir.

Liyakatlilerden ve liyakatlilerle olmak duasıyla.