İçeriğe geç
Anasayfa » HAFTALIK BAYRAMIMIZ CUMA

HAFTALIK BAYRAMIMIZ CUMA

Müslümanların, diğer günlerden daha faziletli olması münasebetiyle bayram olarak itibar ettikleri Cuma, İslam’dan önce arûbe olarak isimlendirilirdi. Cuma, “toplamak, bir araya getirmek” manalarına gelir. Cahiliye devrinde bu günde pazarlar kurulur ve Yahudiler kendi itikatlarına göre mukaddes saydıkları cumartesi günü için hazırlık yaparlardı. Birçok hadis-i şeriften anlaşıldığına göre Cuma haftalık ibadet vakti ve mukaddes gün olarak Yahudi ve Hıristiyanlar için tayin ve takdir edilmiştir. Ancak onlar bu hususta ihtilaf ederek Yahudiler Cumartesiyi, Hıristiyanlar ise Pazarı haftalık ibadet günü olarak kabul etmişlerdir. Yahudi ve Hıristiyanların bu itikatları yüzünden insanlar mübarek Cuma gününden asırlarca habersiz yaşamışlardır. İlahi inâyet büyük bir ikramla Fahr-i Kâinat Efendimiz (sallallahü aleyhi ve sellem) ile birlikte Müslümanları mübarek Cumaya kavuşturmuştur.[1]

Peygamber Efendimiz (sallallahü aleyhi ve sellem) hicret esnasında Medine-i Münevvere’ye bir saatlik mesafede bulunan Kûba’ya ulaşınca ashabı ile birlikte çalışarak,esasları takva üzere bina edilen ilk mescidi inşâ etmiştir. Cuma günü buradan hareket edip Rânûnâ vadisinde Sâlim b. Avf kabilesine misafir olduğu esnada Cuma vaktinin girmesi ile Nebiyyi Zîşân Efendimiz (sallallahü aleyhi ve sellem) ilk Cuma namazını vadide bulunan namazgâhta kıldırmıştır.[2]

Cuma gününün fazileti

Vakitler ve mekânlar içlerinde vuku bulan mühim hadiseler neticesinde kıymet kazanırlar. Cuma günü de birçok vecihten diğer günlerden hatta ramazan ve kurban bayramından daha faziletli olmuştur. Güneşin üzerine doğduğu en hayırlı günün Cuma olduğu hadis-i şeriflerde beyan buyrulmuştur.[3] Cuma günü meydana gelen mühim hadiseleri Peygamber Efendimiz (sallallahü aleyhi ve sellem) bizzat bizlere hadis-i şerifleriyle öğretmiştir; “Âdem (aleyhisselam) Cuma günü yaratıldı, o gün yeryüzüne indirildi, o gün tövbesi kabul edildi, o gün vefat etti. Kıyamet de o gün kopacaktır.” Cuma gününün ehemmiyetini bilen kimselerin bu günde gaflette olmamaları gerektiğini de hadis-i şerifler vasıtası ile Rasûl-i Ekrem Efendimiz (sallallahü aleyhi ve sellem) bizlere tembihlemiştir; “İnsanlar ve cinler dışındaki mahlûkat Cuma günü tan yeri ağardıktan sonra gün doğuncaya kadar -kıyamet belki bugün kopar korkusu ile- kulak kabartır. Bir de Cuma günü içersinde öyle bir saat vardır ki hangi kul tevâfüken o esnada namaz kılıp Allah Teâlâ Hazretlerinden bir haceti için dua ederse kendisinin haceti giderilir.”[4]

Hicrî takvimde günlerin akşam vakti itibariyle başlamasına binaen Cuma günü, Perşembe akşam namazı ile başlar. Bu andan itibaren bayram arefelerinde nasıl hazırlık yapılıyorsa Cuma için de hazırlıklar başlamalıdır.

Cuma Gecesinde ve Gününde
Yapılabilecek Faziletli Ameller

Kuran-ı Kerim tilaveti

Cuma gecesinde yapılabilecek ibadetlerin başında Kuran-ı Kerim tilaveti gelmektedir. Peygamber Efendimiz (sallallahü aleyhi ve sellem) “Cuma gecesi Yasin Sûresi’ni okuyan kimsenin günahları bağışlanır”[5] buyurmuştur. Başka bir hadis-i şerifte “Cuma gecesi ya da Cuma günü ed-Duhân Sûresi’ni okuyan kimseye Allah Teâlâ bu sebeple cennette bir köşk bina eder”[6] buyrulmuştur. Yatmadan önce okumaya devam etmeleri neticesinde Müslümanları kabir azabından kurtaracak olan Mülk Sûresi’nin[7] de bu gece okunması sünnete muvafık olacaktır.

Bu müjdeleri göz önünde bulundurarak okuduğumuz Kuran-ı Kerim’den elde edilen sevabı geçmişlerimize bağışlayarak manevi merasimlerimizden onları da haberdar edebiliriz. Bizim, onların ruhlarına bağışladığımız sevapların, aralarında sıkıntı içinde bulunan kimseler varsa imdat gibi yetişerek onların rahatlamalarına vesile olacağını ümit ederiz.

Bu günde Kehf Sûresi’ni okumak, kişiyi ahir zamanda çıkacak olan deccal fitnesinden koruduğu gibi kendisinin manevi âlemine aydınlık olacak bir nura sebep olur ve bu Sûre-i Celîle sayesinde okuyan kimsenin iki Cuma arasında işlediği küçük günahlar affolunur.[8]

Salâvat getirmek

Bugüne mahsus olmak üzere Nebiyyi Zîşân Efendimiz’(sallallahü aleyhi ve sellem)e çokça salâvat getirenlere büyük mükâfatlar vardır. Zira bu günde salâvatlar bizzat kendilerine arz olunmaktadır. Bu büyük müjde hadis-i şeriflerde şöyle ifade buyrulmuştur: “Cuma günlerinde bana çokça salâvat getirin. Ümmetimin salâvatları Cuma günleri bana arz olunmaktadır. Bana en çok salâvat getiren mahşerde ümmetimin bana en yakını olacaktır.”[9]

Cuma günü getirilen salâvatların bizzat Efendimiz (s.a.v)’e arz olunmasıyla birlikte bu ameli yapmaya gayret edenlerin çok büyük karşılıkları olduğunu Fahri-i Kâinat Efendimiz (sallallahü aleyhi ve sellem) kendileri müjde buyurmaktadır: “Her kim bana Cuma gecesinde ya da gününde yüz tane salâvat getirirse Allah Teâlâ onun yüz hacetini giderir. Bunların yetmişi ahiret, otuzu dünya hacetidir. Sonra bu salâvatlar bana takdim olunur. Benim vefatımdan sonra ki bilgim hayattaki bilgim gibidir.”[10]

Bir Hadis-i Kudsî[11] de Allah Teâlâ, Rasûl-i Ekrem Efendimiz’(sallallahü aleyhi ve sellem)e salâvat getirenlerin bu amellerinin karşılıksız kalmayacağını şöyle müjdelemiştir: “Hangi müslüman sana bir defa salâvat getirirse ben ve meleklerim ona on defa salâvat getiririz.”[12]

Peygamber Efendimiz’(sallallahü aleyhi ve sellem)in şefaatine nail olmayı ümit eden Müslümanların Cuma bayramını fırsat bilerek bu faziletli amellere devam etmeleri, amel defterlerine hayırlı amellerin yazılması için güzel bir imkândır.

[1]  Buharî, Kitabü’l-Cum’a, 2

[2]  İbn Hişam, I, 494.

[3]  İbn Mâce, Sünen, 344

[4]  Sünen-i Ebu Davud.

[5]  Ebu Nuaym el-Isbahânî, Hilyetü’l-Evliyâ, II, 159.

[6]  Taberânî, el-Mucemü’l-Kebîr, VIII, 31.

[7]  Tirmizî, V, 164.

[8]  Hakim, el-Müstedrek, I, 564.

[9]  Tirmizi, I, 357

[10] Taberânî, el-Mucemü’l-Kebîr.

[11] Ayet olmamak kaydıyla, Peygamber Efendimiz’(sallallahu aleyhi ve sellem), “Allah Teâlâ şöyle buyurmuştur” diyerek Allah Teâlâ’ya nisbet ve izafe ettiği hadistir.

[12] Taberânî, el-Mucemü’l-Kebîr.