İçeriğe geç
Anasayfa » KİTÂBE-İ ATÎKA – Rumeli Hisarı Kitâbesi-

KİTÂBE-İ ATÎKA – Rumeli Hisarı Kitâbesi-

Sultan Mehmed Han on iki yaşında ilk kez çıktığı tahttan, Anadolu ve Balkanlardaki düşmanlarının, tecrübesizliğini fırsat bilerek üzerine gelmeleri sebebiyle 1446 senesinde inmek zorunda kalmıştır. Hem tahta tekrar çıkacağı günü beklemiş hem de hayâli olan İstanbul’un fethi için gün saymıştır. Bu öyle bir hâl almıştı ki Târih-i Ebi’l-Feth sahibi Tursun Beğ’in tabiriyle dâyimâ zikrini dilden ve fikrini dilden gidermez idi.

1451 senesinde tahta tekrar çıktığında Sultan Mehmed’ in yapacağı ilk iş büyük bir fetih hareketine giriştiğinde kendisini bundan alıkoymaya çalışacak düşmanlarıyla arasını düzeltmek olacaktır.

Akabinde fetih için mukaddemattan olan asıl planlarını yoluna koymaya başlamıştır. Dedesi Yıldırım Bayezid’in boğazın emniyetini sağlamak amacıyla inşâ ettirdiği Yenice kale yani Anadolu Hisarı’nın tam karşısına bir hisar yaptırmaya karar vermiştir. Zira diyâr-ı Osman arasında bir nigâr-ı nazenîn yanağında hâl-i anberîn misâlinde olan İstanbul’un fethini gerçekleştirmek için kuzeyden gelebilecek her türlü yardımı kesmek gerekmektedir.

Bu iş için sessiz sedasız ve bir o kadar da hızlı yol almak isteyen Sultan mevzı‘-ı matlûbı hıyâm-ı devlet ile muhayyem ve kudüm-ı mübârek ile mükerrem kıldı ve bir rivayete göre hisarın yapımını vezîriâzamı Halil Paşa’ya diğer bir rivayete göre her bir kulenin inşasını bir vezirine tevdi etti. Nitekim dönemin Bizans tarihçilerinden Dukas kulelerin yapımı hakkında şunları aktarmaktadır:

“Mehmed, kalenin inşası işini şu suretle taksim etti: Üç köşenin deniz sahilinde bulunan bir köşesinde akropol olarak gayet büyük ve sağlam bir burç inşa etmek vazifesini Halil Paşa’ya verdi; kara tarafında bulunan diğer köşeye büyük bir burç yapmak vazifesini Zağanos’a havale etti; üçüncü köşeye de büyük bir burç inşasını Saruca’ya emanet etti… Kale duvarlarının inşasını ve hisarın diğer yerlerinin inşaatını padişah bizzat üzerine aldı.”[1]

Adı geçen Dukas tarihinde, hisarın inşaatını bir an önce bitirmek isteyen Sultan Mehmed’in bu iş için bin kadar usta, her ustanın yanında da yardımcı olacak iki kişiden toplamda iki bin kadar amele çalıştırdığı geçmektedir. Bu rakamlar biraz abartılı gelse de birkaç ay gibi çok kısa sürede biten bir hisar düşünüldüğünde gerçek rakamların da buna yakın olduğu anlaşılır. Ayrıca aynı eserde, gerekli olan malzemelerin İzmit’ten ve Karadeniz Ereğlisi’nden temin edildiği de belirtilmektedir. Bu işler için istihdam edilen kişiler de düşünülünce çalışan sayısının ne kadar çok olabileceği akılda canlanmaktadır.

Halil Paşa, Zağanos Paşa ve Saruca Paşa isimlerini taşıyan üç büyük burç, bunların arasında yer alan on üç küçük burç ve ön tarafa inşa edilen hisar-peçedeki bir burç ile birlikte kâmilen on yedi burçtan oluşan bu hisarın inşaatı takriben dört ay sürerek 1452 senesinin yaz mevsimine doğru sona ermiştir. Hisarın yapımını, deryânun kenârında hatt-ı mustakîm şeklinde bir bârû çekildi ki müntehây-ı bünyâdı merkez-i kürre-i arzdur ve şerefât-ı bürûcından menâzil-i kamer seyr olunmak mümkin cümleleriyle tarif eden Tursun Beğ âhir emirde hisarın önüne inşa edilen hisâr-peçeye yirmi kapı açıldığından bahseder ve buralardan atılan topların görüntüsünü “Deniz üstinde top taşından / Köpri yapıldı sanur anı gören” dizeleriyle tavsif eder.

Denizin kıyısında yer alan onikigen planlı kule Halil Paşa kulesi, kuzeybatı yönünde yer alan daire planlı kule ise Saruca Paşa kulesidir. Hisarın güney batı tarafında yer alan ve bir önceki gibi daire planlı olan kule Zağanos Paşa kulesidir. İlk iki kulede yapımına dair hiçbir bilgi yer almazken Zağanos Paşa kulesinin kapısının üzerinde mermer zemin üstüne nesih hatla kaleme alınmış bir kitâbe yer almaktadır. Kitâbede Fatih Sultan Mehmed Han ve Zağanos Paşanın adları geçmekte ve kulenin yapıldığı tarih belirtilmektedir. Kitâbenin metni şöyledir;

Birinci Satır: Emera bi-binâi hâzihi el-kal`ati ve’l-kulleti el-menîati er-rafîati es-Sultânu’l-A`zam ve’l-Hâkânu’l-Muazzam Mehmed bin Murâd Hân

İkinci Satır: Haledet memleketuhû li-abdihi’l-mükerrem ve Vezîrihi’l-muazzam Zağanos Paşa bin Abdullah ve ferağa minhâ li-tamâmi şehr-i Rebîilâhir min şuhûr-i seneti sittin ve hamsîne ve semâni-mietin.[2]

Tercüme: Yüce Sultan ve Ulu Hakan Mehmed b. Murâd Hân –mülkü dâim olsun- bu yüksek ve önleyici kalenin ve kulelerin inşasını saygın kulu ve büyük veziri Abdullah oğlu Zağanos Paşa’ya emreylemiştir. İnşasını 856 senesi Rebîulâhir ayında tamamlamıştır.[AE1] 

Âsâr-ı Atîka Müzesi müdürlerinden Halil Ethem Bey’in, Rebîulâhir 856 tarihli bu kitâbe hakkında kaleme aldığı “İstanbul’da En Eski Osmanlı Kitâbesi” isimli makalesi adı geçen kitâbenin incelenmesine ayrılmış ilk makale kabul edilmektedir. Bu makalede öncelikle kitâbe okunup hakkında bazı bilgilere değinildikten sonra kulenin inşasını üstlenen Zağanos Paşa hakkında detaylı bilgiler verilmiştir. İlk çalışma olması hasebiyle büyük bir önemi hâiz olan bu makalede bazı hatalar söz konusudur. Bahsedilen kitâbe İstanbul’un en eski kitâbesi olarak tanıtılmıştır. Ayrıca kitâbede Rebîulâhiri temsil etmesi için konulan “ر” harfi nisyan eseri Recep olarak yorumlanmıştır.  

Bu hatalı bilgileri kırk küsur sene sonra Ekrem Hakkı Ayverdi yayınladığı bir makalede düzeltmiştir. Ayverdi’nin verdiği bilgilere göre aynı hisarda yer alan daha eski tarihli başka bir kitâbe gözden kaçmış, bu sebeple en eski kitâbe tanımlaması da geçerliliğini yitirmiştir.  Güneydoğu tarafında bulunan ve diğer üç burca göre nispeten küçük olan başka bir burcun üzerindeki kitâbenin bundan daha önceye tarihlendiği ortaya konulmuştur. Bu kitâbenin tespiti için epey mesai harcayan Ayverdi zeminden görüntü alınmasının mümkün olmaması sebebiyle burç üzerine bir tertibat kurdurmuş ve kitâbenin fotoğrafını elde etmiştir.

Nesih hatla yazılan ve diğerine benzer olarak Zağanos Paşa ile Sultan Mehmed’ in adının geçtiği bu kitâbede şunlar yazmaktadır;

Birinci Satır: Emera bi-binâi hâzihi el-kal`ati el-`aliyyeti ve’l-kulleti el-celîleti es-Sultân ibnü’s-Sultân Mehmed bin Murâd Hân

İkinci Satır: Halede mülkühü li-abdihi’l-Vezîr Zağanos Paşa bin Abdullah ve ferağa minhâ li-tamâmi seneti sittin ve hamsîne ve semâni-mietin min şuhûr-i Muharrem. [3]

Tercüme: Sultan Mehmed b. Murâd Hân –mülkü dâim olsun- bu yüksek kalenin ve yüce kulenin inşasını Vezir kulu Abdullah oğlu Zağanos Paşa’ya emreylemiştir. İnşasını 856 senesi Muharrem ayında tamamlamıştır. [AE2] 

Günümüze tahrip olmadan ulaşabilmiş nadide tarihi eserlerden birisi olan Rumeli Hisarı’ndaki bu kitâbeler, en eski tarihli Osmanlı kitâbeleri olarak kabul edilmektedir. Hisarın yapılışı hakkında ilk el kaynaklardan bilgi almak isteyenler –bizim de metin içinde koyu renkle alıntılar yaptığımız- Tursun Beğ’in Târîh-i Ebi’l-Feth[4] eserine yahut Bizans Tarihçisi Dukas’ın tarihine göz atabilirler. Kitâbeler hakkında daha fazla bilgi almak isteyen okurlarımız Halil Ethem Beyin Târîh-i Osmânî Encümeni Mecmuası’nda çıkan “İstanbul’da En Eski Osmanlı Kitâbesi” makalesini okuyabilirler. Ekrem Hakkı Ayverdi’nin Fâtih ve İstanbul dergisinin ilk sayısında çıkan makalesi ise daha önce yapılan hataları düzeltmesi ve en eski kitâbeyi daha doğru bir şekilde tespit etmesi sebebiyle konu hakkında mutlaka okunması gereken makalelerdendir.


[1] Dukas-Bizans Tarihi çev. VL. Mirmiroğlu; İstanbul Fethi Derneği İstanbul Enstitüsü Yayınları (İstanbul Matbaası 1956); s.147.

[2] أمر ببناء هذه القلعة والقلة المنيعة الرفيعة السلطان الأعظم والخاقان المعظم محمد بن مراد خان / خلدت مملكته لعبده المكرم ووزيره المعظم زغنوس باشا بن عبد الله وفرغ منها لتمام شهر ر من شهور سنى ست وخمسين وثمان مائة.

[3] أمر ببناء هذه القلعة العلية والقلة الجليلة السلطان ابن السلطان محمد بن مراد خان / خلد ملكه لعبده الوزير زغنوس باشا بن عبد الله وفرغ منها لتمام سنة ست وحمسين وثمان مائة من شهور محرم.

[4] Tursun Beğ, Târîh-i Ebü’l-Feth-Fethin Babası’nın Tarihi; Ketebe Yayınları (Mayıs 2020).


 [AE1]Gönderdiğim resimlerde 1 numaralı fotoğrafı bu kısmın olduğu yere-sayfaya denk getirebilirsek güzel olur. İki tane 1 numaralı fotoğraf var, birini kırptım. Kırptığım haliyle kalitesi düştüyse diye diğerini de gönderdim.

 [AE2]İki (2) numaralı fotoğrafı bunun olduğu sayfaya-yere getirebilirsek güzel olur. Hangisi kaliteliyse onu kullanalım. Ama sadece kitabenin olduğu kısmı kesip kullanalım.

– Kalan diğer fotoğraflardan/resimlerden istediğini istediğin şekilde kullanabilirsin…