İçeriğe geç
Anasayfa » Nafha-i Muhammed (sav.) -ÖLÜM-

Nafha-i Muhammed (sav.) -ÖLÜM-

عَنْ أَبِي سَعِيدٍ الْخُدْرِيِّ رَضِيَ اللَّهُ عَنْهُ أَنَّ النَّبِيَّ صَلَّى اللهُ عَلَيْهِ وَسَلَّمَ غَرَزَ بَيْنَ يَدَيْهِ غَرْزًا، ثُمَّ غَرَزَ إِلَى جَنْبِهِ آخَرَ، ثُمَّ غَرَزَ الثَّالِثَ فَأَبْعَدَهُ، ثُمَّ قَالَ: «هَلْ تَدْرُونَ مَا هَذَا؟»  قَالُوا: اللهُ وَرَسُولُهُ أَعْلَمُ، قَالَ: «هَذَا الْإِنْسَانُ، وَهَذَا أَجَلُهُ، وَهَذَا أَمَلُهُ يَتَعَاطَى الْأَمَلَ، وَالْأَجَلُ يَخْتَلِجُهُ دُونَ ذَلِكَ»

Ebû Saîd el-Hudrî radıyallâhu anh’tan nakledildiğine göre Rasûlullah sallallâhu aleyhi ve sellem yere bir çubuk dikti. Sonra bunun yanına başka bir çubuk, ilerisine de üçüncü bir çubuk dikti. Daha sonra ashâbına dönerek: “Bunun ne demek olduğunu biliyor musunuz?” diye sordu. Onlar: “Allah ve Rasûlü daha iyi bilir.” dediler. Peygamber Efendimiz şöyle buyurdu:“Bu (birinci çubuk) insan, (biraz ilerisindeki) onun eceli, (daha ötede olan da) istek ve arzularıdır. İnsan pek çok istek ve arzu peşinde koşup dururken ecel önünü keser ve onu alıp götürür.”

Ahmed b. Hanbel, Müsned, 17/201.

قَالَ عَبْدُ اللَّهِ بْنُ عُمَرَ رَضِيَ اللَّهُ عَنْهُمَا: أَخَذَ رَسُولُ اللَّهِ صَلَّى اللهُ عَلَيْهِ وَسَلَّمَ بِمَنْكِبِي، فَقَالَ: «كُنْ فِي الدُّنْيَا كَأَنَّكَ غَرِيبٌ أَوْ عَابِرُ سَبِيلٍ» وَكَانَ ابْنُ عُمَرَ يَقُولُ: إِذَا أَمْسَيْتَ فَلاَ تَنْتَظِرِ الصَّبَاحَ وَإِذَا أَصْبَحْتَ فَلاَ تَنْتَظِرِ المَسَاءَ، وَخُذْ مِنْ صِحَّتِكَ لِمَرَضِكَ وَمِنْ حَيَاتِكَ لِمَوْتِكَ.

İbn Ömer radıyallâhu anhümâ şöyle dedi: Rasûlullah sallallâhu aleyhi ve sellem omzumu tutarak şöyle buyurdu: “Dünyada bir garip veya bir yolcu gibi ol!”

İbn Ömer de şöyle derdi: “Akşama ulaştığında, sabahı bekleme. Sabaha çıktığında da akşamı bekleme. Sağlıklı günlerinde, hastalanacağın vakit için; hayatın boyunca da öleceğin zaman için tedbir al!

Buhârî, Rikak 3.

عَنْ أَبِي هُرَيْرَةَ رَضِيَ اللَّهُ عَنْهُ قَالَ: قَالَ رَسُولُ اللَّهِ صَلَّى اللَّهُ عَلَيْهِ وَسَلَّمَ: «أَكْثِرُوا ذِكْرَ هَاذِمِ اللَّذَّاتِ» يَعْنِي الْمَوْتَ.

Ebû Hureyre radıyallâhu anh’tan rivayet edildiğine göre Rasûlullah sallallâhu aleyhi ve sellem şöyle buyurdu: “Zevkleri bıçak gibi keseni -ölümü- çok hatırlayın!”

Tirmizî, Zühd 4.

عَنِ ابْنِ عَبَّاسٍ رَضِيَ اللَّهُ عَنْهُمَا قَالَ: قَالَ رَسُولُ اللَّهِ صَلَّى اللهُ عَلَيْهِ وَسَلَّمَ لِرَجُلٍ وَهُوَ يَعِظُهُ: «اغْتَنِمْ خَمْسًا قَبْلَ خَمْسٍ: شَبَابَكَ قَبْلَ هَرَمِكَ، وَصِحَّتَكَ قَبْلَ سَقَمِكَ، وَغِنَاءَكَ قَبْلَ فَقْرِكَ، وَفَرَاغَكَ قَبْلَ شُغْلِكَ، وَحَيَاتَكَ قَبْلَ مَوْتِكَ»

İbn Abbâs radıyallâhu anhümâ’dan rivayet edildiğine göre Rasûlullah sallallâhu aleyhi ve sellem bir kimseye nasihat ederken şöyle buyurdu: “Şu beş şeyden önce, beş şeyin kıymetini bil: İhtiyarlığından önce gençliğinin, hastalıktan önce sıhhatinin, fakirlikten önce zenginliğinin, meşgul olmadan önce boş vaktinin ve ölümünden önce hayatının.”

Hâkim, el-Müstedrek, 4/341.

عَنْ شَدَّادِ بْنِ أَوْسٍ رَضِيَ اللَّهُ عَنْهُ عَنِ النَّبِيِّ صَلَّى اللَّهُ عَلَيْهِ وَسَلَّمَ، قَالَ: «الكَيِّسُ مَنْ دَانَ نَفْسَهُ وَعَمِلَ لِمَا بَعْدَ المَوْتِ، وَالعَاجِزُ مَنْ أَتْبَعَ نَفْسَهُ هَوَاهَا وَتَمَنَّى عَلَى اللَّهِ»

Şeddâd b. Evs radıyallâhu anh’tan rivayet edildiğine göre Rasûlullah sallallâhu aleyhi ve sellem şöyle buyurdu: “Akıllı kişi, nefsine hâkim olan ve ölüm sonrası için çalışandır. Âciz de, nefsinin arzularının peşinde giden ve Allah’tan dileklerde bulunup durandır.”

Tirmizî, Kıyâmet 25.

عَنِ الْمُسْتَوْرِدِ بْنِ شَدَّادٍ رَضِيَ اللَّهُ عَنْهُ قَالَ: قَالَ رَسُولُ اللَّهِ صَلَّى اللهُ عَلَيْهِ وَسَلَّمَ: وَاللهِ مَا الدُّنْيَا فِي الْآخِرَةِ إِلَّا مِثْلُ مَا يَجْعَلُ أَحَدُكُمْ إِصْبَعَهُ فِي الْيَمِّ، فَلْيَنْظُرْ بِمَ تَرْجِعُ؟

Müstevrid b. Şeddâdradıyallâhu anh’tan rivayet edildiğine göre Rasûlullah sallallâhu aleyhi ve sellem şöyle buyurdu: “Ahirete göre dünya, sizden birinizin parmağını denize daldırmasına benzer. O kişi parmağının ne kadarcık bir su ile döndüğüne baksın.”

Müslim, Cennet 55.

عَنْ سَهْلِ بْنِ سَعْدٍ رَضِيَ اللَّهُ عَنْهُ قَالَ: قَالَ رَسُولُ اللَّهِ صَلَّى اللَّهُ عَلَيْهِ وَسَلَّمَ: «لَوْ كَانَتِ الدُّنْيَا تَعْدِلُ عِنْدَ اللَّهِ جَنَاحَ بَعُوضَةٍ مَا سَقَى كَافِرًا مِنْهَا شَرْبَةَ مَاءٍ»

Sehl b. Sa‘d radıyallâhu anh’tan rivayet edildiğine göre Rasûlullah sallallâhu aleyhi ve sellem şöyle buyurdu: “Eğer dünya, Allah katında sivrisineğin kanadı kadar bir değere sahip olsaydı, Allah hiçbir kâfire dünyadan bir yudum su bile içirmezdi.”

Tirmizî, Zühd 13.

عَنْ أَنَسٍ رَضِيَ اللَّهُ عَنْهُ قَالَ: قَالَ رَسُولُ اللهِ صَلَّى اللَّهُ عَلَيْهِ وَسَلَّمَ: «هَلْ مِنْ أَحَدٍ مَشَى عَلَى الْمَاءِ إِلَّا ابْتَلَّتْ قَدَمَاهُ؟ كَذَلِكَ صَاحِبُ الدُّنْيَا لَا يَسْلَمُ مِنَ الذُّنُوبِ»

Enes b. Mâlik radıyallâhu anh’tan rivayet edildiğine göre Rasûlullah sallallâhu aleyhi ve sellem şöyle buyurdu: “Suda yürüyüp de ayakları ıslanmayan var mıdır? Dünyanın peşinden koşan kişinin de durumu böyledir. Günahlara bulaşmaktan kendini koruyamaz.”

Beyhakî, Şuabu’l-îmân, 13/73

قَالَتْ عَائِشَةُ رَضِيَ اللَّهُ عَنْهَا: رَأَيْتُ رَسُولَ اللَّهِ صَلَّى اللَّهُ عَلَيْهِ وَسَلَّمَ وَهُوَ بِالْمَوْتِ، وَعِنْدَهُ قَدَحٌ فِيهِ مَاءٌ، وَهُوَ يُدْخِلُ يَدَهُ فِي القَدَحِ، ثُمَّ يَمْسَحُ وَجْهَهُ بِالْمَاءِ، ثُمَّ يَقُولُ: «اللَّهُمَّ أَعِنِّي عَلَى غَمَرَاتِ الْمَوْتِ أَوْ سَكَرَاتِ الْمَوْتِ»

Hz. Âişe radıyallâhu anhâ şöyle demiştir: Rasûlullah sallallâhu aleyhi ve sellem’i, ölüm döşeğinde, yanı başındaki su kabına elini daldırıp ardından yüzüne sürerken gördüm. O, böyle yapıyor sonra da “Allah’ım ölümün şiddet ve sıkıntılarına karşı bana yardım et.” diye dua ediyordu.

Tirmizî, Cenâiz 7; İbn Mâce, Cenâiz 64.