İçeriğe geç
Anasayfa » Nefha-i Muhammed (s.a.v) -Riya-

Nefha-i Muhammed (s.a.v) -Riya-

عَنْ مَحْمُودِ بْنِ لَبِيدٍ رَضِيَ اللهُ عَنْهُ أَنَّ رَسُولَ اللهِ صَلَّى اللهُ عَلَيْهِ وَسَلَّمَ قَالَ: «إِنَّ أَخْوَفَ مَا أَخَافُ عَلَيْكُمُ الشِّرْكُ الْأَصْغَرُ» قَالُوا: وَمَا الشِّرْكُ الْأَصْغَرُ يَا رَسُولَ اللهِ؟ قَالَ: «اَلرِّيَاءُ، يَقُولُ اللهُ عَزَّ وَجَلَّ لَهُمْ يَوْمَ الْقِيَامَةِ: إِذَا جُزِيَ النَّاسُ بِأَعْمَالِهِمْ: اذْهَبُوا إِلَى الَّذِينَ كُنْتُمْ تُرَاءُونَ فِي الدُّنْيَا فَانْظُرُوا هَلْ تَجِدُونَ عِنْدَهُمْ جَزَاءً»

 

Mahmud b. Lebîd radıyallâhu anh’tan rivayet edildiğine göre Rasûlullah sallallâhu aleyhi ve sellem şöyle buyurdu: “Sizin için en çok korktuğum şey, küçük şirktir.” Ashâb-ı kirâm “Ey Allah’ın Rasûlü Küçük şirk nedir” dediler. Rasûlullah Efendimiz “Küçük şirk, riyadır, şüphesiz ki Allah Teâlâ, kullara amellerinin karşılığının verileceği kıyamet gününde şöyle diyecektir: “Dünyada iken, gösteriş yaptığınız kişilerin yanına gidin ve bakın (amellerinizin mükâfatını onlardan isteyin), onların yanında herhangi bir karşılık bulacak mısınız?””

Ahmed, Müsned, 39/39.

عَنْ أَبِي هُرَيْرَةَ رَضِيَ اللهُ عَنْهُ قَالَ: قَالَ رَسُولُ اللَّهِ صَلَّى اللَّهُ عَلَيْهِ وَسَلَّمَ: «قَالَ اللهُ تَبَارَكَ وَتَعَالَى: أَنَا أَغْنَى الشُّرَكَاءِ عَنِ الشِّرْكِ، مَنْ عَمِلَ عَمَلًا أَشْرَكَ فِيهِ مَعِي غَيْرِي، تَرَكْتُهُ وَشِرْكَهُ»

Ebû Hureyre radıyallâhu anh’tan rivayet edildiğine göre Rasûlullah sallallâhu aleyhi ve sellem şöyle buyurdu: Allah Teâlâ buyurdu ki: Ben, ortakların ortaklıktan müstağni olanıyım. Kim işlediği amelde benden başkasını bana ortak koşarsa, o kişiyi de ortak koştuğunu da reddederim.”

Müslim, Zühd 46.

 

عَنْ أَبِي هُرَيْرَةَ رَضِيَ اللَّهُ عَنْهُ، قَالَ: قَالَ النَّبِيُّ صَلَّى اللهُ عَلَيْهِ وَسَلَّمَ: «تَجِدُ مِنْ شَرِّ النَّاسِ يَوْمَ القِيَامَةِ عِنْدَ اللَّهِ ذَا الوَجْهَيْنِ، الَّذِي يَأْتِي هَؤُلاَءِ بِوَجْهٍ، وَهَؤُلاَءِ بِوَجْهٍ»

Ebû Hureyre radıyallâhu anh’tan rivayet edildiğine göre Rasûlullah sallallâhu aleyhi ve sellem şöyle buyurdu: Sen, en şerli insanların ikiyüzlüler olduklarını görürsün ki, birilerine bir yüzle diğerlerine bir başka yüzle gider gelirler.”

Buhârî, Menâkıb 1; Müslim, Fezâilü’s-Sahâbe 199.

 

قَالَ أُنَاسٌ لِابْنِ عُمَرَ رَضِيَ اللهُ عَنْهُمَا: إِنَّا نَدْخُلُ عَلَى سُلْطَانِنَا، فَنَقُولُ لَهُمْ خِلاَفَ مَا نَتَكَلَّمُ إِذَا خَرَجْنَا مِنْ عِنْدِهِمْ، قَالَ: «كُنَّا نَعُدُّهَا نِفَاقًا»

İnsanlar Abdullah b. Ömer radıyallâhu anhümâ’ya gelip “Biz idarecilerimizin yanına girer ve oradan çıktığımız zaman söylediklerimizin tam tersi sözler onlara söyleriz.” dediler. Bunun üzerine Abdullah b. Ömer: “Bu davranışı, Rasûlullah sallallâhu aleyhi ve sellem zamanında nifak olarak değerlendirirdik.” cevabını verdi.

Buhârî, Ahkâm 27.

 

عَنْ أَبِي هُرَيْرَةَ رَضِيَ اللهُ عَنْهُ قَالَ: قَالَ رَسُولُ اللَّهِ صَلَّى اللَّهُ عَلَيْهِ وَسَلَّمَ: «يَخْرُجُ فِي آخِرِ الزَّمَانِ رِجَالٌ يَخْتِلُونَ الدُّنْيَا بِالدِّينِ يَلْبَسُونَ لِلنَّاسِ جُلُودَ الضَّأْنِ مِنَ اللِّينِ، أَلْسِنَتُهُمْ أَحْلَى مِنَ السُّكَّرِ، وَقُلُوبُهُمْ قُلُوبُ الذِّئَابِ»

 

Ebû Hureyre radıyallâhu anh’tan rivayet edildiğine göre Rasûlullah sallallâhu aleyhi ve sellem şöyle buyurdu: “Ahir zamanda öyle kimseler çıkacak ve dini dünyaya alet edecekler. Onlar insanlara yumuşak görünmek için (sanki âbid, zâhid bir kimse gibi) kuzu derilerine bürüneceklerdir. Onların dilleri (dünyaya düşkünlükleri sebebiyle) şekerden tatlı, fakat kalpleri (buğz, nefret ve şehvet gibi duyguları sebebiyle) kurt kalbidir.”

Tirmizî, Zühd 59.

 

عَنْ عَمَّارٍ رَضِيَ اللهُ عَنْهُ قَالَ: قَالَ رَسُولُ اللَّهِ صَلَّى اللهُ عَلَيْهِ وَسَلَّمَ: «مَنْ كَانَ لَهُ وَجْهَانِ فِي الدُّنْيَا، كَانَ لَهُ يَوْمَ الْقِيَامَةِ لِسَانَانِ مِنْ نَارٍ»

Ammâr radıyallâhu anh’tan rivayet edildiğine göre Rasûlullah sallallâhu aleyhi ve sellem şöyle buyurdu: “Kimin dünyada iki yüzü varsa, kıyamet günü ateşten iki dili olacaktır.”

Ebû Dâvûd, Edeb 39.

 

عَنْ عَبْدِ اللَّهِ بْنِ مَسْعُودٍ رَضِيَ اللهُ عَنْهُ قَالَ: قَالَ رَسُولُ اللَّهِ صَلَّى اللَّهُ عَلَيْهِ وَسَلَّمَ: «مَنْ أَحْسَنَ الصَّلَاةَ حَيْثُ يَرَاهُ النَّاسُ، وَأَسَاءَهَا حَيْثُ يَخْلُو فَتِلْكَ اسْتِهَانَةٌ اسْتَهَانَ بِهَا رَبَّهُ تَبَارَكَ وَتَعَالَى»

Abdullah b. Mesud radıyallâhu anh’tan rivayet edildiğine göre Rasûlullah sallallâhu aleyhi ve sellem şöyle buyurdu: “İnsanların gördüğü yerde namazını güzel kılıp yalnız başınayken (tadil-i erkân’a riayet etmeyerek) kötü namaz kılan kimsenin yaptığı (adeta) Rabbini hafife almaktır.”

Ebû Ya‘lâ, Müsned, 9/54.

 

عَنِ ابْنِ عَبَّاسٍ رَضِيَ اللهُ عَنْهُمَا قَالَ: قَالَ رَسُولُ اللهِ صَلَّى اللهُ عَلَيْهِ وَسَلَّمَ: «مَنْ سَمَّعَ سَمَّعَ اللهُ بِهِ، وَمَنْ رَاءَى رَاءَى اللهُ بِهِ»

İbn Abbâs radıyallâhu anhümâ’dan rivayet edildiğine göre Rasûlullah sallallâhu aleyhi ve sellem şöyle buyurdu: “Kim (herhangi bir amelini şöhret kazanmak için halka) duyurursa, Allah (onun gizli işlerini) duyurur. Kim de (işlediği hayrı halkın takdirini kazanmak için) başkalarına gösterirse, Allah da onu(n riyakârlığını) açığa vurur.

Buhârî, Rikak 36, Ahkâm 9; Müslim, Zühd 47-48.

 

عَنْ كَعْبِ بْنِ مَالِكٍ رَضِيَ اللهُ عَنْهُ قَالَ: سَمِعْتُ رَسُولَ اللَّهِ صَلَّى اللَّهُ عَلَيْهِ وَسَلَّمَ يَقُولُ: «مَنْ طَلَبَ العِلْمَ لِيُجَارِيَ بِهِ العُلَمَاءَ أَوْ لِيُمَارِيَ بِهِ السُّفَهَاءَ أَوْ يَصْرِفَ بِهِ وُجُوهَ النَّاسِ إِلَيْهِ أَدْخَلَهُ اللَّهُ النَّارَ»

Ka’b b. Mâlik radıyallâhu anh’tan rivayet edildiğine göre o, Rasûlullah sallallâhu aleyhi ve sellem’in şöyle buyurduğunu işittim, dedi: “Âlimlerle tartışıp övünmek veya cahillerle alay etmek için ya da halkın dikkatini kendine çekmek için ilim tahsil eden kişiyi Allah, cehennemine atacaktır.”

Tirmizî, İlim 6.

 

عَنْ ابْنِ عُمَرَ رَضِيَ اللهُ عَنْهُمَا عَنِ النَّبِيِّ صَلَّى اللَّهُ عَلَيْهِ وَسَلَّمَ قَالَ: «مَنْ تَعَلَّمَ عِلْمًا لِغَيْرِ اللَّهِ أَوْ أَرَادَ بِهِ غَيْرَ اللَّهِ فَلْيَتَبَوَّأْ مَقْعَدَهُ مِنَ النَّارِ»

Abdullah b. Ömer radıyallâhu anhümâ’dan rivayet edildiğine göre Rasûlullah sallallâhu aleyhi ve sellem şöyle buyurdu: “İlmi, Allah rızasından başka gayelerle öğrenen veya ilimle Allah rızasından başka şeyleri arayan kişi, cehennemdeki yerine hazırlansın.”

Tirmizî, İlim 6.

 

عَنْ أَبِي هُرَيْرَةَ رَضِيَ اللهُ عَنْهُ قَالَ: قَالَ رَسُولُ اللَّهِ صَلَّى اللَّهُ عَلَيْهِ وَسَلَّمَ: «تَعَوَّذُوا بِاللَّهِ مِنْ جُبِّ الْحَزَنِ»، قَالُوا: يَا رَسُولَ اللَّهِ: وَمَا جُبُّ الْحَزَنِ؟ قَالَ: «وَادٍ فِي جَهَنَّمَ تَتَعَوَّذُ مِنْهُ جَهَنَّمُ كُلَّ يَوْمٍ مِائَةَ مَرَّةٍ». قُلْنَا: يَا رَسُولَ اللَّهِ وَمَنْ يَدْخُلُهُ؟ قَالَ: «اَلْقُرَّاؤُونَ الْمُرَاؤُونَ بِأَعْمَالِهِمْ»

Ebû Hureyre radıyallâhu anh’tan rivayet edildiğine göre Rasûlullah sallallâhu aleyhi ve sellem şöyle buyurdu: “Hüzün kuyusundan Allah’a sığının.” Ashâb-ı kirâm, “Ey Allah’ın Rasûlü hüzün kuyusu nedir?” diye sordular. Rasûlullah Efendimiz de “Cehennemde bir vadi olup Cehennem her gün yüz kere ondan Allah’a sığınır.” buyurdu. Bunun üzerine ashâb, “Oraya kimler girecektir?” deyince Efendimiz buyurdu ki: “Oraya, amellerinde riya yapan kurrâlar[1] girecektir!” 

 

Tirmizî, Zühd 48.

 

 

 

 

 

 

 

[1] Kurrâ’dan maksat, Kur’ân-ı Kerîm’i güzel okuyan kimselerdir. (Ali el-Kârî, Mirkât, 1/337).