İçeriğe geç
Anasayfa » ROMATİZMAL İLAÇLARIN MİDE BAĞIRSAK SİSTEMİ ÜZERİNDE OLUŞTURABİLECEĞİ YAN ETKİLER

ROMATİZMAL İLAÇLARIN MİDE BAĞIRSAK SİSTEMİ ÜZERİNDE OLUŞTURABİLECEĞİ YAN ETKİLER

Dünya nüfusunun yaşlanması ile birlikte dejeneratif ya da non-dejeneratif eklem hastalıkları ve arteriosklertid kalp hastalıkları da artmaktadır. Aspirin ve nonsteroid antiinflamtuar ilaçlar (NSAII; Halk dilinde “ağrı kesici” olarak kullanılan antiromatizmal ilaçlar) kullanımının artması başta üst sindirim kanalına ait olmak üzere birtakım yan etkilerinin de artmasını sağlamıştır. Örneğin; ABD’de her yıl 17 milyon kişi NSAII kullanmakta ve bunlara ait yan etki riski ile karşı karşıya kalmaktadır. Türkiye’de 2007 yılında yaklaşık 130 milyon kutu NSAII kullanmıştır.

NSAII ilaçlar; anti-inflamatuar, ateş düşürücü ve ağrı kesici özelliklerinden dolayı en sık kullanılan ilaçlar gurubudur. Aspirinin antitrombotik (kan sulandırıcı) ajan olarak da kullanılması nedeniyle daha sık kullanılmaktadır. 65 yaş üzerinden NSAI ilaçların haftalık kullanım sıklığının {e0a8e66316dc8f5d591ba55bcacf7338a4d87a0882161bf818f1807d6da55e8f}70’lere ulaştığı tahmin edilmektedir.

Dünya genelinde 50 farklı NSAII kullanılmaktadır. En eski ve en çok bilineni ise Aspirindir. NSAI ilaçların Gastrointestinal sistemde toksisite hasar oluşturmaları başlıca iki yolla olmaktadır:

  1. Siklooksijenaz enzimi denen enzimi bloke ederek etkilerini sistemik olarak gösterebilirler.
  2. Lokal mukozal hasar (temas ettikleri yüzeylerde ülserler) oluşturarak yaparlar (Tablet formları yutulunca temas ettikleri yüzeylerde oluşturdukları hasarlar).

Bu nedenle, bu ilaçlar ister oral (ağızdan) ister parenteral (kalçadan enjeksiyon şeklinde) isterse rektal (fitil şeklinde) kullanıldıklarında toksik etkileri aynı sıklıkta göstermektedirler.

NSAI ilaçları alanlarda, sindirim sistemine ait yan etki görülme sıklığı {e0a8e66316dc8f5d591ba55bcacf7338a4d87a0882161bf818f1807d6da55e8f}15-30 arasında değişmektedir. Bunların bir kısmının klinik bilgi vermediği söylenebilir.

NSAII ilaçların yan etkileri en fazla mide ve ince bağırsakların başlangıç kısmı olan (duedonumda) görülmesine rağmen yemek borusu, ince bağırsakların diğer distal kısımları ve kalın bağırsaklarda da görülmektedir.

Başlıca gasrtrointestinal sistem üzerine olan yan etkileri: ülserler, erozyonlar (sıyrık) ve bunlara bağlı dispeptik yakınmalar, anemi (kan düşüklüğü), kanama ve perferasyonlara (mide ve bağırsak delinmesine) sebep olabilirler. Ayrıca böbrekler üzerinden; böbrek disfonksiyonu, böbrek yetmezliği (akut, kronik), kan basıncı değişiklikleri ve kalp yetmezliğini olumsuz yönde etkileyip artırabilirler. Özofagusta (yemek borusu) özefajit ve darlıklara sebep olabilirler. Gastroözefajial reflüsü olan hastalarda mukozanın reflüye duyarlılığını artırabilirler.

Mide ve duedonum, NSAI ilaçlar tarafından en çok etkilenen organlardır. Semptomatik gastrointestinal ülserler 1 yıl süresince NSAII alan hastaların {e0a8e66316dc8f5d591ba55bcacf7338a4d87a0882161bf818f1807d6da55e8f}2-4’ünde gelişir. Dispeptik semptomlarla (şişkinlik, hazımsızlık, erken doyma vb.) mide ve duedonumdaki eroziv ve ülseratif lezyonların varlığı arasındaki ilişki birebir paralel değildir. Yani hastada ülser olabilir; fakat semptom olmayabilir.

Endeskopik çalışmalar NSAI ilaçların 3 aylık kullanımı sonrasında yeni gelişen gastrik ülser sıklığı {e0a8e66316dc8f5d591ba55bcacf7338a4d87a0882161bf818f1807d6da55e8f}10-40, duedonal ülser sıklığı {e0a8e66316dc8f5d591ba55bcacf7338a4d87a0882161bf818f1807d6da55e8f}4-15 arasında bildirilmektedir. Bildirilen ülserler sıklıkla semptomsuz olup klinik olarak önemli ülser sıklığı ilk 3 ayda {e0a8e66316dc8f5d591ba55bcacf7338a4d87a0882161bf818f1807d6da55e8f}1-2’dir. NSAI ilaçlarla ilişki ülserlerin sıklıkla semptom vermemesinin nedeni açık değildir. İlaçların analjezik etkisi nedeniyle sessiz olabilir.

NSAI ilaç kullanan hastaların  hepsi aynı oranda etkilenmez. Bir grup hasta daha fazla risk altındadır. Bu grup hastalara NSAII başlarken ülser profilaksisi yapılmalıdır.

Ülser Gelişimi İçin Riskli Hasta Grubu:

  • Geçirilmiş gastrointestinal yan etki öyküsü (ülser, kanama),
  • İleri yaş (60 yaş üstü),
  • Yüksek doz NSAII kullanımı veya birden fazla NSAII kullanımı,
  • Eşlik eden glukokortikoit (steroidler) ilaç kullanımı,
  • Birlikte antikoagulanların (özellikle felç geçiren veya koroner stent takılan hastaların kullanmış olduğu kan sulandırıcı ilaçlar) uygulanması.

Muhtemel risk faktörleri:

  • Helikobakter pylori (H.Pylöri; midede ülser, gastirit oluşturan bakteri) infeksiyonu ile birlikte,
  • Sigara içimi,
  • Alkol tüketimi,
  • Eşlik eden SSRI (antidepresan ilaç) kullanımı.

NSAII ile ilişkili komplikasyon gelişiminde en önemli risk faktörü geçirilmiş peptik ülser hastalığı ve ülser komlikasyonları olup riski 2-4 kat arttırır, ileri yaş riski 5-6 kat arttırmaktadır. Yine ilaçların alım dozu ile yan etki sıklığı lineer şekilde arttığı epidemiyolojik çalışmalar ile gösterilmiştir.

Kardiyovasküler ve Serabrovasküler hastalıkların önlenmesinde sıkça reçete edilen düşük doz aspirine (100-300 mg) bağlı kanama riski olduğu gibi daha düşük dozlarda 75 mg/gün dozlarında da aynı risklerin mevcut olduğu bildirilmiştir. Enterik kaplı aspirinlerin de benzer yan etkilere sahip olduğu gösterilmiştir.

NSAII ilişkili ülser tedavisinde temel yaklaşım özellikle ilaç alımının durdurulmasıdır. Takiben standart doz proton pompa inhibitörü (PPI) ilaçlar başlanır. Hastanın H.Pylöri durumu değerlendirilir. Ve uygun tedaviye başlanır. NSAII kullanımının devamı gerekiyor ise tedaviye PPI eklenir.

NSAI ilaçların kullanımı ince ve kalın bağırsaklarda da daha az sıklıkta ülserler ve erozyonlar görülmektedir. Klinik olarak gizli kan kaybı, demir eksikliği anemisi, malabsorbsiyon (emilim bozukluğu) protein kaybettiren enteropati ile kendini gösterebilir. İlaçların kesilmesi ile semptomlar düzelir. Nadir görülen perferasyon durumlarına cerrahi müdahale gerekebilir. Kalın bağırsaklarda divertikülleri olanlarda divertiküllerin kanaması ve perforasyonuna neden olabilirler. İnflamatuar bağırsak hastalığı (ülseratif kolit, crohn hastalığı) olanlarda hastalığın aktivasyonuna yol açabilirler, hastalığın şiddetini artırabilirler.

NSAII’ların özellikle suppozituvar formlarında (fitil formu) anüs ve rektumda inflamasyon, ülser ve darlıklar bildirilmiştir. Sık klinik başvuru proktaloji (anal bölgede ağrı), tenezm (dışkılama hissi) veya ishaldir. NSAII ilaçların suppozituvar formlarında bildirilen yan etki oranı {e0a8e66316dc8f5d591ba55bcacf7338a4d87a0882161bf818f1807d6da55e8f}10-30 arasındadır.

NSAI ilaç alanlarda asemptomatik olarak {e0a8e66316dc8f5d591ba55bcacf7338a4d87a0882161bf818f1807d6da55e8f}1-15 arasında karaciğer enzimlerinde yükselmeler olmaktadır. Yine nadiren vaka bildirimi şeklinde pankreatit vakaları da bildirilmiştir.

NSAII ilişkili gastrointestinal komplikasyon, açıklanamayan demir eksikliği anemisi, şiddetli dispepsi, aşikar gastrointestinal kanama durumlarında akla gelmeli ve gerekli tanısal yaklaşımlarda bulunulmalıdır.