Tasavvufî terbiye, bir arada bulunma (sohbet) ve in’ikâs yoluyla gerçekleştiği, hal ve duyguların yansıma ve transferi demek olduğu için mürşid ve rehbere ihtiyaç göstermektedir. Bu ilmin, Hz. Peygamberin mânevî ve rûhânî otoritesinin devamı şeklinde bir özelliğe sahip olması, bu yolun rehberlerinde manevî bir silsile aranması sonucunu doğurmuştur. Silsile, tarikat şeyhlerinin Hz. Peygamber’e kadar uzanan üstadlar […]