Asr-ı saadet; sadece maddî bolluk ve bereketin, imkân ve zenginliklerin, her türlü huzur ve afiyetin temin edildiği, Müslümanların burunlarının bile kanamadığı bir zaman dilimi değildir.
Yazar: Saadettin PARLAK
Hz. Ömer (r.a) efendimiz, Saîd ibn Âmir el-Cümahî (r.a)’yi Humus’a vali olarak göndermişti. Humus halkının: “Bu valide bir hastalık var. Sık sık bayılıp düşüyor, uzun süre kendisine gelemiyor. Bazen bu bayılmalar gün içinde birkaç kez tekrar ediyor.” şeklindeki şikâyetleri üzerine durumu bizzat tetkik etmek için Humus’a gelmişlerdi. Saîd ibn Âmir (r.a)’i çağırarak durumu izah etmesini […]
İslam; zamana, mekâna, insana göre değişmeyen, eğilip bükülmeyen, değişmez doğrular nizamıdır. İslam, zaman ve mekân üstü bir sistemdir. Hayatın ihtiyarlık dönemine, günün namaz ve ibadet bölümüne, cami ve medrese köşesine terk edilemeyecek, hayatın bütününü câmi‘ bir saadet ve kurtuluş nizamıdır. İnsanı dünyada da ahirette de huzur ve selamete kavuşturacak yegâne yoldur.
İman; içi doldurulmamış, her türlü yoruma açık, kişiden kişiye değişen mücerret bir mefhum değildir. Bilakis Kur’an ayetleriyle emredilen, Rasûlullah (s.a.v) Efendimizin yaşayarak öğrettiği, Ashab-ı Kiram Efendilerimizin hayatlarından satır satır okunarak fehmedilen müşahhas bir hakikattir.
Âhir zaman; Rasulullah (s.a.v)’ın, fitnelerinin çokluğu sebebiyle bizleri uyardığı bir zamandır.
“Ümmetimden beni en çok sevenler, benden sonra gelecek olan öyle kimselerdir ki; beni görebilmek için bütün servetlerini hatta ailelerini feda etmeğe hazırdırlar.” Hadis-i Şerif
Uhud Gazvesi; unutulmaz kahramanlıklara, akıl almaz şahadet manzaralarına tanıklık etmiş; başından sonuna sayısız ibretlerle dolu bir gazvedir. Musab ibn-i Umeyr’lerin, Abdullah ibn-i Cahş’ların, şehitler sultanı Hamza’ların şahadet şerbetini yudumladıkları bu gazve, bakınız daha nice ibret sahnelerini unutulmaz kılmıştır:
Dünyada iken Cennet müjdesi almış, Ebu Bekir (r.a) ‘ın davetleriyle İslam’la şereflenmiş, Mekke Devrinin ilk Müslümanlarından, Efendimiz (s.a.v)’in hususi iltifatlarına nail olmuş bahtiyar sahabilerden biridir.
“Gençlere hayırla muamele etmenizi tavsiye ediyorum. Allah beni Tevhid dini ile gönderdi. Yaşlılar bana karşı çıkarken beni gençler destekledi.” […]
Sevmek… Çok sevmek… Meftun olmak… Maşukunda erimek, tükenmek, hiç olmak… Devamlı O’nu, sadece O’nu, yalnızca O’nu düşünmek… Onsuz bir dünya onsuz bir hayat onsuz bir saadet tahayyül edememek…O’nun muhabbetine, bir anlık saadetine, bir tatlı tebessümüne bütün dünyayı anayı babayı malı mülkü ve nihayetinde canı seve seve göz kırpmadan feda edebilmek… Sevgi imtihanı ne zor bir […]