Camilerimizde Cuma günleri hutbe okunan mekâna “minber” denilmektedir. Genel olarak mimarî açıdan, cami içerisinde mihrabın sağ tarafına denk gelecek şekilde inşa edilmektedir. İmamın, özellikle cemaate yüksekçe bir yerden hitap edebilmesi için merdivenli biçimde tasarlanmış, cami içi bütünleyici bir elemandır.
Yazar: Süleyman BERK
Dilimize Namazgâh olarak girmiş olan bu ibadet mekânları, Farsça kökenli “Namaz” kelimesi ile “yer” anlamındaki “gâh” edatının birleşimiyle meydana gelmektedir. “Namaz kılınan yer” ya da kısaca “Namazlık” mânâsına kullanılır. Müslümanlar, asırlar boyunca namaz ibadetine çok kıymet vermişler ve bunu yerine getirmeyi, yolculuk dâhil en zor şartlarda bile ihmâl etmemişlerdir.
Hat sanatı, kendine has usûl ve kâidelerle hoca-talebe ilişkisi içerisinde öğrenilen bir güzel sanat dalıdır. Hat sanatı, uzun, sabırla çalışma ve manevî feyiz gerektiren zorlu bir yoldur. Hoca-talebe ilişkisi içerisinde öğrenilen hat sanatının İslâm tarihi boyunca eğitim ve öğretimi köklü bir disiplin içinde yürütülmektedir. Bu sanatın en önemli özelliği usta çırak ilişkisi içerisinde öğretilmesidir.
Meşhur bir sorudur: “Çok gezen mi yoksa çok okuyan mı bilir?” Bu soruya verilen bir cevap çok hoşuma gider: “Çok okuyup gezen bilir!” Evet gezginlik bir merak, onun da ötesinde bir kültürdür. Tabii ki maddî imkân da işin içerisindedir ama en başta gelen şart, merak ve gezgin kültürüne sahip olmaktır.
Anam babam sana feda olsun Yâ Rasûlallah.” Ashab, Efendiler Efendisine bir şey sormak istediklerinde söze böyle başlardı. Onlar, kendilerini ışıkla, nurla tanıştıran; vahşilikte birbirleri ile yarıştıkları demde, onlara ellerini uzatıp, birer medenî insan olmalarını sağlayan bu nurun kıymetini iyi biliyorlardı.
Millî Mücâdele döneminde, Doğu Anadolu’da Ermeni devleti kurma girişiminin bulunduğu sırada, Erzurum’a gelen Amerikan heyetinden General Harbord’a, Erzurum Belediye Reîsi pencereden mezarlıkları işâret ederek: “….İşte Türk mezarlığı, işte Ermeni mezarlığı; bu Ermeniler ölülerini yemediler ya!..” demiştir. Tabii ki, küçücük Ermeni mezarlığı yanında, Müslüman mezarlığı çok daha büyüktü. Böylece vatanın gerçek sahibini tespitte mezarlıklar önemli bir […]
İnsanın güzele olan meyli, bu duygusunu çevresinde bulunan her şeye aktarmasına sebep olmuş, bir yönüyle bütün hayatı bu gayret sarf etmiştir. Yaşadığı mekânını kullanışlı ve güzel yapma arzusu, mimârinin doğuşuna vesile olduğu gibi, giyim kuşam konusundaki gayreti de modanın doğuşuna sebep olmuştur.